Page 444 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 444
446 BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
dimağına yüzer hikmetli faideler taktığı halde, onu diriltmemek üzere
bütün cihâzâtını ve binler faideleri bulunan istidâdâtını âkıbetsiz bir
ölümle faidesiz, neticesiz, hikmetsiz, bütün bütün israf etmek, ne derece
hilâf-ı hikmet ve binler Vaad ve Ahidlerini yerine getirmemekle, hâşâ!.
Aczini ve cehlini göstermek, ne kadar O Haşmet-i Saltanata ve O Kemal-
i Rububiyete zıt olduğunu her Zîşuur anlar. Bunlara kıyasen, İnâyet ve
Adâleti tatbik eyle. İşte Hâlikımızdan sorduğumuz Âhirete dair sualimize
Rahman, Hakîm, Âdl, Kerîm, Hâkim İsimleri; mezkûr Hakikatlerle cevab
veriyorlar, şeksiz şüphesiz, güneş gibi, Âhireti isbat ediyorlar.
Hem madem biz gözümüzle görüyoruz, öyle ihâtalı ve azametli bir
Hafiziyet hükmeder ki, o Hafiziyet, zîhayat herşeyin ve her hâdisenin çok
sûretlerini ve gördüğü fıtrî vazifesinin defterini Esma-i İlâhiyeye karşı
lisan-ı hâl ile Tesbihatına dair Sahife-i A'mâlini misâlî levhalarda ve
çekirdeklerinde ve tohumcuklarında ve Levh-i Mahfuzun nümunecikleri
olan kuva-yı hâfızalarında ve bilhassa İnsanın dimağındaki manen pek
büyük, sureten pek küçük kütüphanesi olan kuvve-i hâfızasında ve sair
maddî ve mânevî in'ikâs âyinelerinde kaydeder, yazdırır, zaptederek
muhafaza altına alır; Sonra mevsimi geldikçe bütün o mânevî yazıları,
maddî bir tarzda da gözlerimize gösterip, milyonlar misâller ve deliller ve
nümuneler kuvvetiyle تر ِ ن ف ح صلا اذ ِ و ا Âyetindeki en acib bir Haki-
َ َ
ْ
ُّ ُ ُ ُ َ
kat-ı Haşriyeyi, Kudretin bir çiçeği olan her bahar, kendi çiçek-i
ekberinde milyarlar dil ile Kâinata ilân eder. Ve başta Nev'-i İnsan olarak
bütün zîhayatlar ve bütün eşya, fenâya düşmek ve ademe sukut etmek ve
hiçlikte mahvolmak ve yoklukta idam edilmek için yaratılmamışlar; belki
Bekaya terakki ve devama tasaffi ederek Sermedî Vazifeye istidad ile
girmek için halk olunduklarını gayet kuvvetli isbat eder.
Evet, her baharda müşahede ediyoruz ki, güz mevsimi Kıyametinde
vefat eden hadsiz nebatat; bahar Haşrinde herbir ağaç, herbir kök, herbir
ِ
ِ
çekirdek; herbir tohum ترن فحصلا اذاو Âyetini okuyup bir mânası-
َ َ
ْ َ ُ ُ ُ ُّ
nı, bir ferdini, kendi diliyle, geçmiş senelerde