Page 440 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 440
442 BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
bir İntizam ve bir Cemâl içinde masnuatı bir Hüsn-ü San'at yapan ve her
zîhayatın hukuk-u hayatını Kemâl-i Mizanla veren ve iyiliklere güzel
neticeler ve fenalıklara fena neticeler verdiren ve Âdem (A.S.) zamanın-
danberi tagî ve zâlim kavimlere vurduğu tokatlarla kendini pek kuvvetli
ihsas ettiren bir Adâlet-i Sermediyye, elbette ve hiç bir şüphe getirmez ki,
Güneş gündüzsüz olmadığı gibi, o Hikmet-i Ezeliye ve o Adâlet-i
Sermediyye de Âhiretsiz olmazlar ve ölümde en büyük zâlimlerle ve en
biçare mazlumların bir tarzda gitmelerindeki akıbetsiz, dehşetli bir
haksızlığa ve adâletsizliğe ve hikmetsizliğe, hiçbir vecihle müsaade
etmezler diye, Hakîm ve Hakem ve Adl ve Âdil İsimleri bizim sualimize
kat'î cevab veriyorlar.
Hem madem bütün zîhayat mahlûkların elleri yetişmediği ve
iktidarları dairesinde olmayan bütün hâcetleri ve bütün fıtrî matlabları,
bir nev'î Dua bulunan istidad-ı fıtrî ve ihtiyac-ı zarurî dilleriyle istedikleri
vakitte gayet Rahîm ve İşitici ve Şefkatli bir Dest-i Gaybî tarafından
verildiğinden ve ihtiyarî olan Daavât-ı İnsaniyenin, husûsan Havasların
ve Nebîlerin Dualarının on adetten altı - yedisi hilâf-ı âdet makbul
olmasından kat'î anlaşılıyor ki; her dertlinin âhını, her muhtacın Duâsını
işiten ve dinleyen bir Semî-i Mucîb, perde arkasında var ve bakar ki, en
küçük bir zîhayatın en küçük bir ihtiyacını görür ve en gizli bir âhını
işitir, Şefkat eder, fiilen cevab verir, memnun eder.
Elbette ve her hâlde, hiçbir şüphe ihtimâli kalmaz ki; mahlûkların en
ehemmiyetlisi olan Nev'-i İnsanın en ehemmiyetli ve umumî olan ve
umum Kâinatı ve umum Esma ve Sıfât-ı İlâhiyeyi alâkadar eden Beka-i
Uhreviyeye âid Duâlarını içine alan ve Nev'-i İnsanın Güneşleri ve
Yıldızları ve Kumandanları olan bütün Peygamberleri arkasına alıp onla-
ِ
ِ
ra Duâsına م َا! يم َا! dedirten ve Ümmetinden her gün, her Ferd-i
ي
Mütedeyyin, hiç olmazsa kaç defalar Ona Salâvat getirmekle, Onun Dua-
ِ
ِ
sına م َا! يم َا! diyen.. ve belki bütün mahlûkat Onun o Duâsına iştirak
ي
ederek, "Evet ya Rabbenâ! İstediğini ver, Biz de Onun istediğini
istiyoruz." diyorlar. İşte, bütün bu reddedilmez şerâit altında Beka-i
Uhreviye ve Saadet-i Ebediye için Haşrin hadsiz esbab-ı mûcibesinden
Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'ın yalnız tek Duâsı, Cennetin
Vücuduna ve baharın Îcadı kadar Kudretine kolay olan Âhiretin Îcadına
kâfi bir sebebtir, diye Mucîb ve Semi ve Rahîm İsimleri bizim sualimize
cevab veriyorlar.