Page 525 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 525

EMİRDAĞ   HAYATI                                                                                                          527


           arkadaşlık  edenler  kat'î  bildikleri  ve  şehadet  ettikleri  halde  ve  yirmi
           seneden  beri  herkes  kendi  hakkında  hoşlandığı  ziyade  hüsn-ü  zan  ve
           teveccüh-ü nas ve şahsını medih ve senadan ve kendini mânevî makam
           sahibi  olduğunu  bilmekten  herkese  muhalif  olarak  bütün  kuvvetiyle
           kaçması  ve  hem  Has  Kardeşlerinin  Onun  hakkındaki  hüsn-ü  zanlarını
           reddedip, o hâlis Kardeşlerinin hatırlarını kırması ve yazdığı cevabî Mek-
           tublarında onların, Onun hakkında medihlerini ve ziyade hüsn-ü zanlarını
           kırması ve kendini Faziletten mahrum gösterip, bütün Fazileti Kur'ân'ın
           Tefsiri  olan  Risale-i  Nur'a  ve  dolayisiyle  Nur  Şâkirdlerinin  Şahs-ı
           Mânevîsine verip kendini âdi bir Hizmetkâr bilmesi kat'î isbat ediyor ki;
           şahsını  beğendirmeğe  çalışmadığı  ve  istemediği  ve  reddettiği  halde;
           Onun rızası olmadan bazı dostları, uzak bir yerden Onun hakkında ziyade
           hüsn-ü zan edip, medhederek bir makam vermesi ve Kütahya havalisinde
           tanımadığı  bir  vaizin  bazı  sözleriyle,  acaba  hangi  kanunla  medar-ı
           mes'uliyet olur ki, o bîçâre ve hasta ve çok ihtiyar ve garib ve münzevînin
           odasına, büyük bir cinayet işlemiş gibi kilidini kırıp taharri me'murlarını
           sokmak;  hem  Evradından  ve  Levhalarından  başka  bir  bahane  de
           bulmamak;  acaba  dünyada  hiç  bir  kanun  ve  hiç  bir  siyaset  bu  taarruza
           müsaade eder mi?

               Yedincisi: Bu sırada dahilde o kadar dahilî ve haricî heyecanlı parti
           cereyanları  varken  ve  bundan  tam  istifade  etmek,  yâni  mahdut  birkaç
           arkadaşına  bedel  binler  diplomatları  kendisine  taraftar  kazanmak  için
           zemin hazır iken; sırf siyasete karışmamak ve İhlâsa zarar vermemek ve
           hükümetin nazarını kendine celbetmemek ve dünya ile meşgul olmamak
           için,  arkadaşlarına  yazıp,  "Sakın  cereyanlara  kapılmayınız..  siyasete
           girmeyiniz..  âsâyişe  dokunmayınız"  dediği  ve  iki  cereyan  bu
           çekinmesinden Ona zarar verdikleri; eskisi evhamından; yenisi de "Bize
           yardım etmiyor" diye Ona çok sıkıntı verdikleri halde ve ehl-i dünyanın
           dünyalarına  hiç  karışmayıp,  kendi  Âhiretiyle meşgul  olan  bir  biçarenin
           Âhiret meşguliyetine bu kadar ilişmeğe hangi kanun müsaade ediyor? Ve
           vatana  ve  millete  ve  Ahlâka  çok  zararlı  olan  dinsizlerin  kitablarının
           intişarına  ve  komünistlerin  neşriyatlarına  serbestiyet  kanunu  ile
           ilişilmediği halde; üç mahkeme, medar-ı mes'uliyet olacak içinde hiçbir
           maddeyi bulmayan ve millet ve vatanın hayat-ı içtimaiyesini ve Ahlâkını
           ve  âsâyişini  te'mine  yirmi  seneden  beri  çalışan  ve  bu  milletin  hakikî
           Nokta - i  İstinadı    olan    Âlem - i  İslâm'ın    Uhuvvetini    ve
   520   521   522   523   524   525   526   527   528   529   530