Page 592 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 592

594                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


              "Said ile görüşen, dost ve Nurcu olur. Kimse temas etmesin." diye
          onları evhamlandırmışlar. Hattâ, hey'et-i idare ve gardiyanlar dahi benden
          kaçıyorlar. Ben de memnun oluyorum ve bu hale şükrediyorum. Sizlerle,
          sureten  görüşmediğimden  zararı  yok.  Çünki  bir  hanede  maddeten  ve
          mânen ve Ruhen ve Kalben ve Vazifeten ve Fikren ve Muaveneten daima
          beraberiz. Mânevî görüşüyoruz, yeter.

                                                                    Said Nursî
                                            * * *

                                        ه  ناح  ُ ْ َ ُ    م   ه     س   ب  ِ      سا ِ   ب
                                        َ
                                                  ْ

              Aziz Sıddık Kardeşlerim Ve Hizmet-i Kur'aniye Ve İmaniyede Feda-
          kâr Ve Metin Arkadaşlarım,

              Birkaç  gündür  sizin  ile  Kalemle  konuşmadığımdan  sıkılmayınız.
          Şimdi iki noktayı beyan etmek Kalbe geldi.


              Birincisi:    ا    ْ َ َ ُ  َ         ف      م ا    ا   خ   ت ا   ر   ه       يْخْل   َا Sırriyle, Teslim ve Tevekkülden
                        للّ

                                            َ
                         ُ ٰ
                                          ُ ْ
          sonra teselli hissettim. Şöyleki:

              Bizi, hususen Çalışkanları tahliye etmeyip ve tefrik etmiyerek tehir
          etmelerinde,   للّا     ءآش  ْ َ  ِ   ا  ن  maddî bir zarara  mukabil mânevî yüz menfaat ve
                          َ ٰ
                      ُ
          kazanç  olacak.  Meselâ:  Ankara'nın  altı  makamatına  gönderilen  İlmî  ve
          Îmanî  ve  pek  kuvvetli  Müdafaat  şimdi  yirmi  gündür  onların  nazar-
          larındadır. Hem Onun kıymetdar Hakikatları, hem alâkadarların merakla
          nazar-ı  dikkatlerini  celbeden  mes'elemizin  safahatı,  o  makamatı  elbette
          lâkayd bırakmazlar. Her halde, eğer o Hakikatlara mağlûb olmasa idiler,
          şimdiye  kadar  bize  tecavüz  ve  şiddetli  iş'ar  ve  emirler  olacaktı.  Eğer
          olsaydı,  hakkımızda  habbeyi  kubbe  yapanlardan  tereşşuhatı  hissedi-
          lecekti. Demek Hakikat galebe etmiş, olsa olsa tedafüî bir vaziyetle bize
          hafif bir ilişmek olur. Ben kendi hesabıma, o netice için, şimdiye kadar
          maddî zarar ve sıkıntılarımın yüz derece fevkinde mânevî kazancım var.
          Sizden  her  bir  Kardeşimizi,  benden  ziyade  hissedar  biliyorum.  Demek,
          tahliyemizin  tehiri  hayırlıdır.  Hem,  Çalışkanlardan  üç  Kardeş,  pek  çok
          Nur  Şâkirdlerini  buraya  gelmekten  kurtardıkları  gibi,  haklarında  edilen
          iftiralar vasıtasiyle dahi, Risale-i Nurun bir cihetde,
   587   588   589   590   591   592   593   594   595   596   597