Page 14 - 7. Sayı Ekim-Kasım 2021
P. 14

Sofrayı toplarken kapıda gençten                    “Amma kalabalık var ha. Demek

         bir kadın belirdi. Hemen ardında                    seveni çokmuş bizim Abidin’in.”
         Ahmet’i gördü. Müziğin sesini                       “Öyle. İyi çocuktu Abidin. Kardeş,

         kısıp ikisine de oturacak bir yer                   yakandaki fotoğrafı bana verir
         gösterdi. Ahmet hemen oturdu ama                    misin? Mevta yakın arkadaşımdı,

         kadın çekinip oturmadı. Belli ki bir                hatıra olur.”
         derdi vardı. Başını öne eğip eşinin

         cezaevinde olduğunu, faturaları                     “Oğlum sen hastasın.”
         ödeyemediğini anlattı hızlı hızlı.                  “Sus hadi işine bak sen.”

         Biraz para verip kadını yolladı.
                                                             Hastaymışım. Sizler gibi rahat
         “Oğlum her gelene para verilir mi?”                 mıyım ben. Lanetliyim desem

         dedi Ahmet.                                         inanmazsınız ki. Zaten bu ara iyice

         “Biz yardım etmezsek kötü yola                      coştular. O panodaki fotoğrafların

         düşer bunlar.”                                      kılığına girecekler diye ödüm patlıyor.
                                                             En azından şimdilik tiplerini
         “Aman iyi, hadi hazırlan. Hava                      görmüyorum.

         güzel yürüyerek gidelim mezarlığa.
         Arabayı park edecek yer de                          Cenaze defnedildikten sonra

         bulamayız zaten.”                                   Ahmet’le ayrıldılar. Dükkâna
                                                             girdiğinde hafif bir koku sezdi.
         “Sende Abidin’in fotoğrafı var mı?”                 Araştırdı ama bir türlü kokunun


         “Yok. Ne arar? Ulan yine pano için                  nereden geldiğini bulamadı. Sonra
         mi?”                                                panoya yaklaşıp Abidin’in fotoğrafını


         “Bildiğin şeyi ne diye soruyorsun                   iğneyle tutturdu. Alın, mutlu olun.
         lan?”                                               On dokuz kişi kaldı. Bitse de ben de
                                                             kurtulsam, siz de.
         “Kaldırsana benim fotoğrafımı
         oradan.”                                            Eve gittiğinde akşamı rahat geçirdi.
                                                             Aralarına biri daha katıldığı gün
         “Bak sen şimdi yukarıdasın. Ölünce                  nispeten ferahlıyordu sanki. Sabaha
         aşağı indireceğim.”                                 karşı dükkânda yangın çıktığı haberi


         “Yuh be yolumuzu gözlüyor.”                         ile uyandı. Evden nasıl fırladığını
                                                             bilemedi. Hayır, telefonun sesine nasıl
         Kahkahalarla dükkânı kapatıp yola                   uyanmaz bir insan ya. Gamsız karı

         düştüler.                                           anca kendini büyütsün.









         Buluntu Kutusu                                    14
   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19