Page 25 - Naklen Öyküler
P. 25
olmadığını soran olmadı. Bir yandan çalışıyor, bir yandan okuyordu:
İletişim Fakültesi’nin Gazetecilik bölümünde. Çalıştığı iş ise futbol
hakemliğiydi. Bir takım oyununda yer alması, insanlar arası ilişkileri
yürütmedeki çekinikliği yüzünden neredeyse olanaksızdı. Üstelik
sporu yapmaktansa kurallarını takip etmeyi en başından beri daha ilgi
çekici bulmuştu. Kuralcıydı, toplum yaşamında insanları kurallara
uyma, sorumluluklarını yerine getirme konusunda zorlayamasa da
hakemlik yapmak bir yerde içindeki bu dürtüye karşılık gelmişti.
Düdüğünü çaldığında akışın durması, ona kendini güçlü hissettiği
anları armağan ediyordu. Formasını çıkarıp yurt odasına döndüğünde
ise yine zayıflık hissiyle baş başa kalıyordu.
Okulu bitirmek üzereyken sonrasında ne yapacağının telaşı-
na kapıldı. Eve dönmek fikrini içinde tarttığında elbette bunun için
istekli olmadığını görüyordu. Üstelik kırmızı halılar sererek bekle-
yecek kimse olmayacaktı. Yine de köklerinden böylesi bir kopuşu
kaldırabilir miydi, bu soruya yanıt veremiyordu. Köksüz olduğunu
kuşkuya yer bırakmayacak şekilde somutlaştırmak, gerekçelerle
maskeleyemeyecek olmak dağılıp gitmesine yol açabilirdi. Bu sıra-
da bir dergide iş buldu. Takma adla olduğu için belki, nasıl karşıla-
nacağına aldırmadan içinden geldiği gibi yaşamda biriktirdiklerini
döktüğü bir köşesi oldu. En özgür hissettiği anlardı. Okuyucu mek-
tuplarından insanların hayatına dokunduğunu, kendine yapamadığı
yardımı hiç tanımadığı insanlara sunabildiğini öğreniyordu. Haya-
tında işe yaradığını hissettiği sayılı dönemlerdendi. Diğer mutlu za-
manları gibi o da uzun sürmedi. Apar topar eve dönmesi gerektiği
için işten ayrıldı. Bu kısımları da seanslardan birinde eteklerinden
döktü. Üzerinden çok yıl geçtiği hâlde o zamanki acının içinde tap-
taze durduğunu görmek şaşırtıcıydı. Çocukluk ve gençlik zamanları-
nın hayal kırıklıkları daha derin izler bırakıyordu sanki. En azından
bağlamındaki ağırlığı anlamında bakıldığında... Gerçekten de son-
raki yirmi beş yılı toplasa bu kadar acı çıkmazdı içinden. Orada ka-
nıksanmış ve değiştirmek için çaba sarf etmekten vazgeçilmiş sıra-
25