Page 29 - Naklen Öyküler
P. 29

Bu olmazsa kolluk kuvvetleriyle gelinip kapı kırılacakmış. Mahal-
             lelei sefeber olmuş. Ne Veli Bey ne de Hasan konusunda umutlu
             olmadıklarından yıllardır hiç görmedikleri Sermet’in izini sürmeye

             başlamışlar.

                    Sermet’i  bulan,  mezun  olduğu  fakültenin  öğrenci  işleri  bö-
             lümünden bir memurmuş. Sessiz, kendi hâlinde, emeklilik yaşının

             eşiğindeki bu kişi büroya gelen evrak ve mektupların tasnifinden
             sorumluymuş.  Alıcısı  belli  olanları  iletir,  olmayanları  inceleyerek
             gereğini yaparmış. Aslında zarfın üzerinde bir isim olsa da o kişiye
             mektubun ulaştırılamayacağını biliyormuş, çünkü Sermet Birlik adı

             yıllar öncesinden belleğinde kalmış olan eski bir öğrenciye aitmiş.
             Törene katılmayacağını söyleyip mezuniyet belgesini elden almak
             isteyen genç delikanlının adını o belgeyi teslim ederken öğrenmiş.
             Sermet ilkokul öğretmeninin adı olduğu için, soyadı ise fark etti-

             ği bir tezat nedeniyle aklında kalmış. Delikanlının törene gelecek
             hiç kimsesi olmadığını söyleyip sonrasında da sorulmadan ‘aslında
             hayattalar ama herkes bir yerde’ deyişindeki tezatla... Öğrenci işle-
             ri bürosundaki o memur, eski mezunlar arasından ismi bulmuş, işe

             girişte kullanmak için transkript talep ettiği dilekçede işyerinin adı-
             nı yazdığı, orası da abone olduğu bir dergi olduğu için üşenmemiş
             mektubu postalamış. Böylesi bir rastlantı gerçekleşmese Sermet’e
             ulaşmaları olanaksızdı. Eski çevresinden kimseyle bağlantı kurma-

             maya özellikle özen gösteriyordu.

                    İşyerinde  postaları  dağıtan  stajer  öğrenci  tarafından  masa-
             sına bırakılan zarfın gönderen kısmında fakültesinin adını görmek

             Sermet’ten hiç duymadıkları bir şaşkınlık nidasının çıkmasına yol
             açtı. Açık ofisteki çevre masalardan insanlar dönüp baktılar. O kadar
             sessiz ve izsizdi ki aralarında öyle birinin varlığından bile habersiz
             olanlar vardı. Arkası gelmeyince hepsi işine döndü. Sermet hariç.

             Üstelik o zarfın içinden bir başka zarf çıkmış, onun da üzerinde eski
             mahallesinin gedikli muhtarının adı yazıyordu. Bir kez daha bağır-
             mamak için ağzını iki eliyle birden kapattı. Yırtarcasına açtığı zarf-

                                                                                      29
   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34