Page 22 - Naklen Öyküler
P. 22

yenin altında duruyordu. Kaptığı gibi yine telaştan gözü hiçbir şey
             görmeyerek okulun çıkışına doğru yöneldi. Söylenmeden uygulanan
             kurallara göre eve gittiğinde kapıyı çalamazdı; anahtarını bulamadı-

             ğında bu yüzden telaşlanmıştı. Üstelik her zamanki saatten geçe de
             kalamazdı. Ama kaldı. Çünkü okulun çıkışında bir kızla karşılaştı.
             Kız, sağanak yağmurda ıslanmış hâlde okulun ana kapısından içeri
             girmişti. Siyah kıvırcık saçlarından sular akıyordu. Suların ağırlı-

             ğından asıl kıvırcıklığını yitirmiş olsa da her bir saç demedi dönerek
             omuzlarına doğru uzuyordu. Kâkülünün şelalesi gözlerine akıyor-
             du. Tam çarpışmak üzerelerken durduğunda başını yerden kaldırıp
             Sermet’e baktı. İlk kez biri Sermet’e böyle bakıyordu. Ne düşündü-

             ğünü, hatta ne hissettiğini anlamaya çalışır gibi… Oracıkta tanıştılar.
             Adı, Elif’miş. Ayaküstü kısa tümcelerle konuştular. O gün eve geç
             kalması nedeniyle bir sürü azar işitse de o anda Sermet’e hiçbir şey
             dert gibi görünmedi. Bir süreliğine yeni arkadaşıyla geçirdiği za-

             manlar ve onunla ilgili kurduğu hayaller dışında hiçbir şey umurun-
             da olmadı. Ta ki Elif, geldiği gibi aniden gidene kadar…

                    Elif, Sermet’e değer veriyor görünüyordu. Teneffüslerde sık

             sık karşılaşıyorlardı. Aslında bunu ayarlayan Sermet’ti. Oradan bu-
             radan konuşmakla geçirdikleri birkaç dakika, ona bir ömrü paylaş-
             mak gibi geliyordu. Sermet, Elif’e karşı hissettiklerini asla açıklaya-
             mayacağını bilmenin hayal kırıklığı üzerine, bir de onu başkalarıyla

             çevrili geçirdiği teneffüslerde uzaktan izlemenin acısını çekiyordu.
             Sermet’e kitaplara düşkün bir hanım evladı olduğunu söyleyerek bu
             özelliğini alay konusu yapan kalabalığın yanında Elif’i görmeyi bir
             türlü  kabullenemiyordu.  “Oysa  tek  bir  isteğim  vardı:  Sevildiğimi

             kuşkuya yer bırakmayacak şekilde hissetmek…” Bu ilk net itiraf,
             seans sonuna denk geldi. O nedenle de üzerinde durulamadı, ama
             Doktor Ejder Bey bunu duyduğunu fark ettirip defterine not etti. Üs-
             telik yeri geldiğinde üzerinde daha fazla durulacak bir dışavurum

             olduğu yorumunun yanına bir yıldız koydu.

                    Sermet, itirafın devamını getirmeye olanak bulsa şunları anla-

             22
   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27