Page 17 - Naklen Öyküler
P. 17
süzlüğünün çaresizliğiyle dağılmış olarak çıkardı. Babaannesinin
babasına yaptığını, kendi annesi Sermet’e yapmıştı.
Seans sırasında bunları düşünmek, Sermet’i hiç beklemediği
şekilde rahatlattı. Aslında çarpışan taraflar, annesiyle babaannesiydi.
İkisinin tek ortak noktası olan Veli Bey’in, yani Sermet’in babası-
nın, etrafında dönen bu çarpışma, babaannenin oğluna tutkulu bağ-
lılığı ve onu başka bir kadına kaptırma tehdidini hissedince gelinine
dönen nefret ve kıskançlığıyla besleniyordu. Sermet’in annesi gibi
zayıf bir kadın, başlatan taraf olmadığı bu çekişmenin içinde sağ-
lam durmaya çalışıyor, Sermet’i kendi tarafına çekerek zehirlemek-
ten başka çıkar yol bulamıyordu. İşin sonu, babaannenin Sermet’i
yok sayarak Sermet’in annesi Dilan Hanım’ı silahsız bırakmasına
varmıştı. Sermet babaannesinin, evlerine ilk kez gelen bir konuğa
Hasan’ı ‘işte, benim tek torunum, Hasan’ diye tanıttığını duyduğun-
da da on yaşındaydı. Kendini öyle değersiz hissetmişti ki başka bir
şey söylenmesine gerek kalmadan dağılmıştı. Ama babaannesine
bu yaptıkları yetmemiş olacak ki durmadı. Sermet’i sevmediğini,
önemsemediğini göstermek için hiçbir fırsatı kaçırmadı.
Doktor Ejder Bey yazdıklarından başını kaldırdığında Sermet’i
koltuğun içinde büzülmüş, on yaşlarında bir erkek çocuk olarak gör-
dü. Sessizlik zamanında neler düşündüğünü sormadı. “Yanıtı bul-
muş görünüyorsunuz” demekle yetindi. Sonra da ekledi: “Bunları
yazmak ister misiniz? Bir sonraki seansta, iki yazıyı da sizinle bir-
likte incelemeyi öneriyorum.” Sermet konuşmak zorunda kalmadığı
için hafifleyerek başını salladı. Doktor Ejder Bey seansın sonunda
Sermet’i, bulduğunu sandığı yanıtları yazarken aslında yaşadıkları-
na dışardan bakmaya yönlendiriyordu. Henüz hakkında konuşma-
mış olsalar da Sermet’in ilk mektubundan bu izlenimi edinmişti.
Vedalaşırlarken Doktor Ejder Bey ayağa kalktı ve Sermet’in elini
sıktı. Hatta özellikle çok güçlü sıktı. Bu süreçte doktorunun yanında
olduğunu bilmek Sermet’i rahatlatacaktı. İki yetişkinin içtenlikle el
sıkışması bu desteği simgeliyordu.
17