Page 16 - Naklen Öyküler
P. 16
onuncu yaş günümüzde sadece Hasan’a hediye alması, bunun iki-
mizin de çok istediği iki tekerlekli bisiklet olması canını gerçekten
acıtmıştı. Annemin bana o bisikleti alamayacağını biliyordum. O
zamana dek annem sevgi görmede bizi eşitlemeye çalışmıştı, ama
ben, olanaklar açısından adaletsizlik döneminin başladığını birden-
bire bu olayla fark ettim. Beni sımsıkı saran, geleceğimi çalabilecek
bir çaresizlik hissettim. Sevilmemenin ötesinde, artık bile isteye dı-
şarda bırakılmak söz konusuydu. Hasan’ın bisikletine yaklaştığımda
babaannemin bakışlarıyla karşılaştım; acımasızdı ve alaycıydı.
Ondan sonra da bana hep öyle baktı. Bunu hak etmek için ne yapmış
olabilirdim? Değersizlik duygusunun tohumu içime o gün atılmış
olmalı.”
Doktor Ejder Bey, not almaya geçmeden durup bekledi.
Sermet’in anlatacaklarının sonuna geldiğinden emin olduğunda
“Babanızla babaannenizin ilişkisi nasıldı?” diye sordu. Ardından da
Sermet’i o zamana dek hiç uğraşmadığı bu soruyla baş başa bıraka-
rak defterine notlarını geçirmeye koyuldu. Babaannesi, herkesten
çok kendi oğluna düşkündü. Erken yaşta kaybettiği kocasının yerine
onu koyduğunda, on beş yaşındaki bir çocuğa böylesi bir sorum-
luluk yüklemenin doğru olmadığını söyleyecek kimse çıkmamış.
İşlerin hepsini üstüne alarak tam bir patron olmuş. O zamana dek
kocası tarafından tutkuyla sevilmiş, şımartılmış bir nazenin olarak
akıl almaz bir dönüşüm geçirmiş. Güçlü, buyurgan, hatta acımasız
kişiliği bu dönemin hediyesiymiş. Annesi bunları Sermet’e kim bilir
kaç kez anlatmıştı. Oğlunun beynine kazımak ister gibi yineleyip
ona tek kelimesini unutmamasını tembihlerdi. Her defasında
“Babaannenden kendini koruman gerek; ben her zaman yanında
olamayabilirim,” diye eklerdi. Böylece Sermet’i, güvende olmama
duygusu yanında, tek koruyucusunu kaybedebilecek olmanın kay-
gısıyla da baş başa bırakırdı. Sermet, anne oğul sohbetlerinden sev-
giyle sarılmış çıkacağına, annesinin öfkesini sırtlamış, kendi güç-
16