Page 13 - Naklen Öyküler
P. 13

Yaşamında her koşulda sorun yaşamadığı bir tek o vardı. Babaan-
             nesi ‘daha kafası yastığa yaklaşırken uykuya dalar bu çocuk’ diye
             alayla karışık söylenirdi. Gerçekten de Sermet’i uykudan mahrum

             bırakmak güçtü. Yattığı yeri yadırgamak nedir hiç bilmedi. Çocuk-
             luk anılarını çalışmaya başladığında ise anne ve babası, yalnızca ge-
             celerini kaplamakla kalmadı, gündüzlerinde de kanlı canlı hâlleriyle
             gözünün önüne yerleşti. Böylece günü gecesine karıştı. Bu süreçte,
             sildiği bazı anılarını gün yüzüne çıkarmak için belleğini epeyce zor-

             laması gerekti. Doktor Ejder Bey’in asıl bunları öğrenmek isteyece-
             ğini seziyor, ona karşı açık olmasının iyileşmesinde ne denli önemli
             olacağını biliyordu. Öte yandan bunun doktoruna koyacağı tanının

             kaynağını Sermet’in çocukluğunda kolayca bulması için yardım et-
             mek anlamına geldiğini düşündükçe huzursuzluğu artıyordu.  O sı-
             rada bilmediği şey, ilk mektubunun her seanstan Sermet’i bir yazma
             ödeviyle göndermek konusunda Doktor Ejder Bey’i ikna ettiğiydi.
             Bunu hastası hakkında bilgi toplamanın bir yöntemi olarak seçmişti.

             Sermet’in konuşurken bulamadığı sesinin derinlerde bir yerde var
             olduğunu, bu sesi ikisine de duyurmak için Sermet’i zorladıkça sesin
             işitebilir olacağını düşünüyordu.


                    Çocukluğu boyunca Sermet’i en çok annesinin kaygılı koru-
             macılığı engellemişti. Bunu düşünürken ‘engellemek’ fillini seçmesi
             rastlantı değildi. Sanki etrafında, arkadaşlarıyla koşup oynamasını,

             doğanın içinde kaybolmasını, hatta evin içinde yalnız başına kalma-
             sını bile engelleyen görünmez bir duvar vardı. Üç yaşında küçük bir
             su birikintisine düşmesinden sonra iş çığırından çıkmıştı. Annesi, as-
             lında yürüyüp geçebileceği derinlikteki bu suya ayağı taşa takıldığı
             için düşen Sermet’i kaptığı gibi bağrına basmış ve ‘sana bir şey olur-

             sa ben yaşayamam’ diyerek ağlamaya başlamıştı. İşte o andan sonra
             ateşlenmek bile annesinden önce Sermet’i paniğe sokmaya yetmişti.
             Annesine bir şey olmamalıydı. Yatağında ateşten tir tir titrediği, bu

             sırada annesinin yanına gelip de onu bu hâlde görmemesi için dualar
             ettiği zamanlar hiç de az değildi. Böyle olunca da yaramazlığın y’si


                                                                                      13
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18