Page 83 - Münip Dergisi 2.Sayı
P. 83

gruptur. Her birinin ayrı öyküsü yazılmalı, sahnelerde
             oynanmalı, filme çekilmelidir.

             Daha da önemlisi, İstiklal Harbi’nin kazanılmasında çok
             çok önemli payı olan, ‘Kadın ve Kağnılar’ diye bildiği-
             miz, silah ve cephane taşıyan kadınlar grubu da unutul-
             mazlar arasındadır.

             Bir de ‘LİSELİ’ dediğimiz hatta daha küçük yaştaki öğ-
             rencilerin savaşa katılmaları, savaşta silah kullanmala-
             rının yanında, geri hizmette yaralı tedavisi, hemşirelik
             işlerini yapan öğrenciler de vardı.
                                                          Oğlu Seyfettin, Kara Fatma, kardeşi Deli Sülo
             Bu kahramanlarımızın hepsi mutlaka romanlara, filmle-
             re, tiyatro oyunlarına konu olmalıdır; dünyaya duyurul-  1923 yılında Tanin gazetesi muhabiri ile yaptığı görüş-
             malıdır.
                                                          mede söyledikleri bana göre Kara Fatma’nın karakterini
             Bu toprakları kanlarıyla, canlarıyla bizlere armağan   yansıtan en önemli açıklamadır. O bir Dede Korkut’tur,
             eden, nefes aldığımız coğrafyayı Türk vatanı yapan ka-  ‘bilge kadındır’ sözümdeki kasıt da budur: “Bundan sonra
             dın kahramanlarımızdan birisi de Erzurumlu Üsteğmen   kadın, erkek hep birlikte çalışacağız. Kadın peçesiz ve yüzü
             Kara Fatma’dır. Erzurum’un Aşkale ilçesinin Ergeman-  açık gezmekle iffetini kaybetmez. Zaten memleket bizden o
             sur, (Çay) köyünde doğan Kara Fatma’nın asıl adı Fatma   kadar çok hizmet istiyor ki... Bunlar arasında peçe ve çarşa-
             Seher’dir. Çocukluğunda ‘Mahi’ derlermiş kendisine.   fı düşünecek halde değiliz. İstanbullu hemşerilerimize silahı
             Ailesine de ‘Delioğulları’ denirmiş. Herkes gibi sıradan   kapın cepheye gidin denilemez. Fakat onlara düşen iş, silah
             bir ailenin kızı olan Kara Fatma’yı öne çıkaran, üstün   kullanmaktan daha büyüktür. Şimdiden Anadolu’ya gitmeli
             kılan, dünya çapında milli bir kahraman, işgal güçlerine   ve cahil Anadolu kadınının gözünü açmalı. Kadın neden er-
             karşı yenilmez bir direnişçi yapandünyada gelişen siyasi   kek kadar çalışmasın? Bugün Anadolu’da bir evde iki erkek
             olaylardır. Ancak Kara Fatma’nın farkı,dünyada gelişen   varsa yanı başında on kadın vardır; bunun için kadın, erkek
             siyasi olaylara seyirci kalmamasıdır! Onun bu korku-  hep birlikte çalışacaktır. İşte ben; ne okumak, ne yazmak bi-
             suzluğu, ailesine ve milletine bağlılığı, girişimciliği,   lirim. Şimdi tahsilim olsa zarar mı ederdim? Çocuklarımız
             vatanseverliği mutlaka araştırılmalıydı. Bu yüzden saf,   mutlaka okumalıdır. Ben çok iyi biliyorum ki, bugün Ana-
             yalansız, riyasız bir Anadolu kadını olan Kara Fatma’nın   dolu’da erkek ve kız bütün çocuklar okuyacak olursa Ana-
             hayatı hakkında araştırma yapmak istedim. Yapılan eski   dolu’nun hali değişecek, Türk’ün yüzü gülecektir. Bütün batıl
             ve yeni araştırmaları okudum. Doğduğu köydeki akra-  düşünceler kalkacak,Türkler yaşamaya başlayacaktır."
             balarıyla görüştüm. Arşiv bilgilerine ulaştım. 16 sayfalık
             kendi hatıratını okudum. Bu bilgiler ışığında rahatlıkla   Kara Fatma yüz yıl önce böyle diyor.
             diyebilirim ki Üsteğmen Kara Fatma, sadece bu yüzyıl-  Onu anlatırken, ‘eşi benzeri olmayan bir kahraman’ sı-
             da değil, bundan önceki yüzyıllarda da tüm insanlığa   fatını kullanmıştım. Bu düşüncemi hem yaşadıkların-
             örnek gösterilebilecek kadın kahramanlardandır.
                                                          dan hem de kendi sözlerinden çıkarıyorum. Şöyle ki:
             Her şeyden önce Kara Fatma tam bir Anadolu kadınıdır.   1. Dünya Savaşı’nda, Balkan ve Kafkas Cephesi’nde
             Anadolu coğrafyasının bütün kültürlerini üzerinde top-  savaştı. Edirne’nin Bulgarlar tarafından işgali sırasında
             lamış; fakat damarlarına kadar Türk kültürüyle yoğrul-  vahşeti yaşadı. Eşini Sarıkamış’ta kaybetti. İngilizlerin
             muş, yüzyılımızın ‘Dede Korkut’u diyebileceğimiz bil-  İstanbul’u işgalini gördü. Mondros Mütarekesi’nden
             ge bir kadındır. Kendisi ümmi olmasına rağmen, savaş   sonra Samsun’a, oradan da Sivas’a giderek Mustafa Ke-
                                    3
             sonrası bir gazeteciye verdiği beyanat ve elde ettiğimiz   mal Paşa ile görüştü. Kendisinden görev istedi.Milis teş-
             aşağıdaki fotoğraf onun nasıl bir arif insan olduğunu an-  kilatı kurdu. Müfrezesinde oğlu Seyfettin, kardeşi Meh-
             latmaya yetmektedir.                         met Çavuş, Deli Sülo ve evlatlığı 11 yaşındaki Fatma da

              2   Tomris Hatun: Adına biri Kazakistan’ın başkenti Astana’da, diğeri ise Almanya’nın Dresden şehrindeki Friedrichstadt
                Hastanesi Parkında anıt dikilmiştir. Ayrıca, Kazakistan’da hayatını anlatan bir de film çekilmiştir.
              3   Ümmi: okumamış, eğitim almamış


                                                                                            2022/2   81
   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88