Page 84 - Münip Dergisi 2.Sayı
P. 84

vardı. Arkadaşları Laz Tahsin ve Topkapılı Pire Mehmet
             de müfrezesindeydi. 43’ü kadın toplam 700 kişilik müf-
             rezeye komutanlık yaptı. Gözlerinin önünde 28 kadın
             milisinin şehit düştüğünü gördü.1. İnönü ve 2. İnönü
             Savaşları’na katıldı. Türklerin son savaşı olan Başko-
             mutanlık Meydan Muharebesi’ne yani Afyon Harbi’ne
             müfrezesiyle katıldı. Savaş sırasında Yunanlılara esir
             düştü. Esaretini hatıralarında şöyle anlatıyor:

             “Altımdaki Ceylan ismindeki atım, güzel talim ettirilmiş
             çok akıllı bir hayvandı. Adeta bir piyade neferi gibi düşman
             mevziine sokulmakta fevka1âde mahirdi. Afyon civarın-
             daki Sürmeli köyünde bulunan düşmana müfrezem-  Kara Fatma Bölük Komutanıdır
             le taarruz esnasında, hayvanımla düşmanın mevziine
             sokulmak icap  etti. Bu esnada düşman tarafından bir   Bu anlatılan hatıratta onun ne denli korkusuz, cesur, di-
             kement atılarak yakalanmıştım ve hayvanda şahlanarak   rayetli, pes etmeyen, yılmayan, sır saklayan bir savaşçı
             bizim tarafa firar etmeye muvaffak oldu; ben de bu suretle   olduğunu anlıyoruz.
             düşmana esir olmuştum.
                                                          Mert, yiğit Kara Fatma, milisleriyle beraber savaştı, di-
             Beni yakaladıkları zaman gözlerim bağlanarak, kendi   rendi, yaralandı, esir edildi; ama hiçbir zaman yılmadı,
             mevzilerinin iki saat gerisinde bir yere götürülmüştüm ve   onurundan, namusundan taviz vermedi; dik durdu,
             burada gözlerimdeki mendil çözüldü ve Sürmeli köyün-  eğilmedi; ser verdi sır vermedi. Onun bu korkusuzluğu,
             de kurmuş oldukları karargâhlarında yarım saat isticvap   kararlılığı, vatanına olan karşılıksız sevdası yüzündendi.
             edildim; benden izahat almak için mütemadiyen sıkıştırı-  Dünyada hiçbir askerin yapamayacağı cesaret örneğini
             yorlardı; ben de verdiğim cevaplarda kaçamak cevaplar ve-  gösterdi Kara Fatma: Rütbesi onbaşıydı. 1921 yılında
             riyordum. Bunlar arzu ettikleri maksadı temin edemediler.   tamamı kadınlardan oluşan taburlar kurulmuştu. Bu
             Bunun üzerine, Başkumandanları olan Tirikopis’in yanına   keşif taburunun komutanlığına Onbaşı Kara Fatma ge-
             götürdüler. Komutan beni görünce son derece hayretle bana   tirildi. Savaşın dahi seyrini değiştiren kadın taburları,
                                                          düşmana çok ağır kayıplar verdirmeye başladı.  Yunan
             baktı ve “Sen Kara Fatma!” diye üç defa hayretle ismimi
                                                          ordusunun ilerlediği günlerde,  artçı Yunan birliklerine
             tekrarladı. Biraz sonra hayret ettiğinin sebebini son sualin-
                                                          saldırıp, aralarında subayların da olduğu yirmi beş askeri
             den anladım. Meğer bunlar, Kara Fatma’yı devasa birşey
                                                          esir almış dünyada tek birliktir Kadın Taburları.
             tahayyül ediyorlarmış ve bende bunlara cevaben “Anado-
             lu’daki Kara Fatmaların en kuvvetlisi benim” demiştim.   Sakarya Savaşı’ndan sonra Ankara’da, 1 Mayıs 1922 tari-
             Beni bilahare bir yere kapadılar.Evvela başıma dört tane   hinde ‘Çiçek Bayramı’ münasebetiyle bir atış yarışması
             süngülü nöbetçi diktiler; birkaç gün geçtikten sonra bir ki-  düzenlenir. Bayrama Çavuş Kara Fatma’da davet edilir.
             şiye indirilmişti. Hergün beni mütemadiyen dövüyorlardı.   Yarışmada birinci olur. Mustafa Kemal’e ait olan gümüş
             Gücüm tükenmeye başlamıştı. Bir gün nöbetçinin yanına   tabaka birinci olana verilir. Rütbesi de çavuşluktan teğ-
             bir misafir arkadaşı geldi. Şarap içiyorlardı. Misafir olan   menliğe yükseltilir. Bu nedenle Türk Ordusunun ‘Teğ-
             arkadaşı kalktı gitti. Bu nöbetçi şarap içmeye devam edi-  men’ olan ilk kadın subayı Kara Fatma olmuştur.
             yordu. Her halde çok içmiş olmalı ki sabaha karşı sızdığını
             gördüm. Fakat bir türlü inanamıyordum. Bir iki yoklama-  1922 yılında Tevhid-i Efkâr gazetesi muhabiri, Kara Fat-
             dan sonra hakikaten sarhoş olduğuna kanaat getirmiştim.   ma ilebir görüşme yaptıktan sonra, şunları yazmış:
             Elindeki silahı alarak ortalık ağarmadan yola çıktım. On   “Fatma Seher Hanım, çeşitli muharebelerde erkeklerden
             dokuz gün esaretin öldürücü ezalarına maruz kaldık-  daha büyük hizmetler ifa etmiş, düşman karşısında bir dişi
             tan sonra nihayet bir hayli müşkülattan sonra kaçmaya   arslan gibi çarpışmıştır. Onu geçen kış İzmit’te gördüm. Ne
             muvaffak oldum. On dokuz gün sonra Sürmeli köyündeki   olursa olsun böyle pür silah, omuzdan aşağı fişeklere sarılı,
             ovada bulunan kıtamın başına geçtim. Bu muvaffakiyetim-  belinde uzun kaması ve tabancasıyla bir Anadolulu kadın.
             den dolayı üsteğmenliğe terfi ettirildim.”   İlk defa görünce insana önce derin bir hayret hissi geliyor,

         82            2022/2
   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88   89