Page 89 - Münip Dergisi 2.Sayı
P. 89

deden, velhasıl kimliksizleşmek pahasına geçmiş varlık-  Batı otoritelerine, herhangi bir topluma yönelik asimile
             larını imhaya girişen zihniyet, hafızamız üzerinde zama-  içeren tutumu hakkında hesap sorsanız, katı uygulayı-
             na yayılan sistematik bir tahribata sebep oldu.  cılığını haklı çıkaran dümdüz izahlar yapmaktan çekin-
                                                          mezler. Çünkü bütün departmanları uyum içinde aynı
             Türkiye, devamlı bedel ödeyen bir ülke. Ve hatta ko-  düsturun parçasıdır. Bir prensibin adanmış birer parça-
             numu, geçmişi ve güçlü mazisinin bedelini ödemeye   sıdırlar. Bizim cihette ise durum hep karmaşık. Resmî
             mahkûm edilmiş bir ülke. Bütün devletler, gücünü geç-  tarihe mecburen ve gayriihtiyariymiş gibi kaydolan tes-
             mişten alıp sırtını bulduğu en yüksek dağa yaslarken;   limiyetçi görünümün ardında yatan, yöneticiler üzerin-
             sırtı, ardı, geçmişi ve hatta bir dönem satırları boş bıra-  den bile isteye Batı’ya meyletmek ve tâbi olmaktı. Fakat
             kılmış bir ülke. Devlet olmanın yalnızca maddi koşul-  bizi kimliksizliğe sürükleyen sebepler bundan ibaret
             larla değil, kamuyla paylaşılan vesika, literatür ve şifahi   değildi. Köşebaşlarının boş, köşetaşlarının ve toplum
             birikimle de sağlandığı düşünülürse, eğitim ve kültür   hafızasının sahipsiz kalması, kayda geçenlerin büyük
             politikalarındaki giderilemeyen problemlerin sebebi-  ölçüde kayıplara karışması, duyarlığı körlenmiş vatan-
             ni boşluğu doldurmadaki ağırkanlılığımıza yorabiliriz.   daşın medeniyet ıslahatı için gücü ve cesareti kendinde
             Şimdilerde ivme kazanan kütüphanecilik, müzecilik,   bulamayışı da kopuşları mutlaklaştırdı.
             arşivcilik gibi on yıllarca âtıl bırakılmış alanlarda, bunca
             hamleye rağmen biriktirebildiklerimizin ve bu birikim-  Bir tarafı yapmaya uğraşırken başka tarafımızın yıkılı-
             den haberli olanlarımızın yekûnu, bu çaba için ne kadar   yor olması, öz’ü anlamamak ve yöntemsizlik yüzünden.
             geç ve yetersiz kaldığımızı da anlatıyor aslında.   “Biçim ve varlık tasavvurunun bütünlüğünün bilinci
                                                          ile oluşan sorumluluk, tutarlılık  duygusu, ‘beşer’i ‘in-
             Manzaraya  bakınca  bütünleşmenin  önemini  ve  görüş   san’a dönüştüren adımdır.” diyen Turgut Cansever, öz’ü
             ayrılıklarının kaynağını kavramanın hafıza restorasyonu   ve yöntemi tek bir cümlede nakletmeyi başarırken yol
             ile mümkün olduğunu fark etmiş sayılmayız. Geçmişi   haritası belirlemede bu kadar güçlük çekmemizi nasıl
             okuma noktasında uygulama anlaşmazlıklarının ve bi-  açıklarız? Ama biz köşebaşlarını ve köşetaşlarını ihmal
             lirkişi güvensizliğinin de sıkıntılarıyla karşı karşıyayız.   ettiğimizden bu yana, ne böyle kestirme idrake vâkıf
             Hem kültürel kimlik hem de medeniyet temelini besle-  olabiliyor ne de tespit edilen problemleri hazmetmeyi
             yen birikim konusunda kafamız karışık. Yetmiyormuş   başarabiliyoruz.
             gibi ortak bir yordam belirlemeye hizmet etmeyen tar-
             tışma hâllerini yaşıyoruz. Bir otorite, o otoriteye tâbi bir   Hatalı ve hızlı kararlardan arınmış, defalarca geri dönüp
             disiplin, meselelere dair teori ve uygulayıcıların uzman-  düzeltmeyi gerektirmeyecek sağlam adımlar için tefek-
             lığı gibi yokluklar yaşıyoruz. Ya da olanların organize   kür etme, mutlak yerliliğe yönelme ve hafıza restorasyo-
             edilmesindeki yetersizliğimiz karmaşaya sebep oluyor.   nunu ciddiye alma vaktidir.


                                                                                            2022/2   87
   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93   94