Page 90 - Münip Dergisi 2.Sayı
P. 90

ÖYKÜ




















             Acı


             Merhamet





             ASYA GÜL SAVAŞ        *



                 enim adım Meryem. Bu merhametliymiş gibi gözü-  Bu yüzden ben de her acıktığımda annemin süt sağar-
             Bken ama aslında merhametten yoksun hayata göz-  ken beni de yanına aldığı oldukça uyuz ve bir o kadar
             lerimi İstanbul’un hala gelişmeyi bekleyen bir köyünde   da kara olan keçinin yanına gidiyor, onu biraz okşayıp
             açtım. İçinde annem Melek’in, babam Halil’in ve on   sakinleştiriyor, ondan süt emiyordum. O sıcak süt bana
             yaşındaki ağabeyim Ali’nin olduğu küçük, küçücük, tek   annemi hatırlatıyordu, annem de o sıcak süt gibi sıcacık-
             katlı, bahçeli bir evde yaşıyordum. İçimi ısıtan bu huzur   tı, geceleri hep onun sıcak bedeni beni sarmalar, mışıl
             dolu ev dördüncü yaşımda benim için bir cehenneme   mışıl uyuturdu.
             dönmüştü. Sapsarı saçlarımı ören, bana elbiseler diken,
             her gece masallar okuyan, benimle beraber şarkılar söy-  Annemin ölümünün üzerinden çok değil, sadece üç ay
             leyip dans eden annem Melek kanser hastalığı yüzün-  geçmişti. Babam da bizi bırakıp annemin yokluğunu
             den minik ellerimin arasından kayıp gitmişti. O’nu daha   kaldıramamış ve hayata gözlerini yummuştu. Acaba
             fazla yanımda tutamamıştım, artık bu hayatta benimle   anneler ve babalar bu dünyanın yükünü kaldıramayıp
             beraber olmadığına, bu hayata gözlerini yumduğuna kü-  bir de çocuklarına göstermek zorunda olan merhamet-
             çücük kalbimde ancak bir ay sonra hiç saçlarımı örmek   lerinin ağırlığına dayanamayıp hep çocuklarını öylece
             için yanıma gelmediğinde, bana masal okumak için ki-  sonsuza kadar bırakıp giderler miydi? Artık ağabeyim
             taplarımı raftan almadığında, benimle beraber dans edip   ile beraber bu küçücük evimizde tek başımıza kalmıştık.
             şarkı söylemek için radyonun sesini açmamı söylemedi-  O beni hep korumaya çalışmıştı. Elinden geldiğince iki-
             ğinde idrak edebilmiştim.                    mize yemek yapıyor ama asla bir gün bile tam anlamıyla
                                                          doymadan uyuyamıyorduk, zaten evdeki yiyecek malze-
             Annem ölünce babam Halil ve ağabeyim Ali’nin yanın-  melerimiz bile bitmişti,en son annemizin ölmeden önce
             da onlara neşe kaynağı olmuştum. Hiç paramız yoktu,   buzluğa koyduğu köfteleri kızartmıştık, sanki o gün ev
             babam bir yerde çalışmıyordu. Dört yaşındaki küçücük   annem gibi kokmuştu ama artık çoğu zaman evimize
             bedenim hep acıkıyordu, annem olmadığı için babama   yalnızlık kokusu hakimdi. Ağabeyim ile evde tek başı-
             ben acıktığımda bana yemek yapmasını söyleyemiyor-  mıza oturmaya korkuyor, geceleri sardunya dolu bahçe-
             dum. Daha dört yaşında bir çocuktum, akıl edemiyor-  mizin çimenlerine uzanıyor, yıldızlı göğe karşı başımızı
             dum, ben hep yemekleri anneler yapar sanıyordum.   kaldırıyor ve sabaha kadar yıldızları annemiz, babamız


             *   Çatalca Çevre Bilim Koleji 12. Sınıf Öğrencisi

         88            2022/2
   85   86   87   88   89   90   91   92   93   94   95