Page 81 - Münip Dergisi 2.Sayı
P. 81
MAKALE
Yirmi Beş Yunan Subayını
Esir Alan Türk Kadını
MEHMET DAĞISTANLI *
arih, ne yazık ki Tarih kitaplarına sığmıyor artık. izlenmiş, kendi kahramanlarımızdansa onu daha çok
TTarih kitaplarında bizlere ödev olarak verilen ko- tanımışızdır. Oysa Türk Dünyası, kendi kahramanı olan
nuyu başlıklarıyla beraber ezberlercesine hafızamıza Köroğlu’nu, Robin Hood’dan daha çok halk kahramanı
yerleştirir, tahtaya kalktığımızda dur durak demeden olmasına rağmen, Türk ulusuna tanıtamamıştır, anlata-
anlatırdık. Unutursak eğer çok sıkıntı çekerdik. Bu şe- mamıştır.
kilde ders anlatmak bizlerin korkulu rüyasıydı. Okula
gelmeyen öğrenciler bile olurdu. Türk güzel sanatlarında bir kıpırdanma var. Zaman içe-
risinde edebiyat, sinema, tiyatro az da olsa heykel dalla-
Gelişmiş ülkeler, ezberleyerek anlatımın hiçbir işe ya- rında tarihe yönelik görsel çalışmalar yapılıyor. Cumhu-
ramadığını çok önceden fark ettiği için, 20. yüzyılın riyet’le birlikte tarihi olaylar ve kişiler roman sanatıyla,
başlarında terk etmişti. Özellikle de eğitimde kuru, sıkı sinema ve tiyatro yoluyla anlatılır oldu. Günümüzde
antlaşmaların maddelerini ezberleten tarih öğretisinden sinema ve tiyatro sanatının gelişen tekniğiyle birlikte
bu yüzden vazgeçmişti. Hem öğrencilerin hem de geniş ‘tarih’, görsel olarak geniş kitlelere ulaşabilmektedir.
kitlelerin zevkle anlayacağı, dinleyeceği, seyredeceği Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet tarihiyle ilgili sahne
görseller eşliğinde anlatma yöntemine geçtiler. Üstelik oyunları ve sinema filmleri çekilir oldu. Türk tarihinde,
gelişmiş ülkelerde okuma alışkanlığı, sinemaya ve tiyat- filminin çekilmesi, sahneye aktarılması beklenen yüz-
roya gitme alışkanlığı çok yaygın olduğu için halk, güzel lerce bilim insanı var, sporcu var, edebiyatçı var.Yeter
sanatların görselliğinden yararlanılarak anlatılan kendi mi, yetmez elbette.
tarihini, zevkle öğreniyor. Bu yüzdendir ki sanat, geliş-
mişliğin en önemli göstergesi olmuştur bu ülkelerde. Ta- Yetmez; çünkü yakın tarihimizin en önemli olaylarından
rih artık kitaplara sığmıyor, deyişimiz de bu yüzdendir. Çanakkale Zaferi’ni, Balkan Harbi’ni, Kafkas Cephesi’ni
Tarihe ve güzel sanatlara değer veren bu ülkeler, görsel- ve ayrıca Milli Mücadele’nin her sayfasını, binlerce öy-
likten yararlanarak, tarihi olay ve kişilerini bütün dünya küyü ne yazık ki ne kendi insanımıza anlatabildik ne de
insanlarına sevdirmeye çalışılıyor. dünyaya. Bu bir ruh, bu bir istek, bu bir heyecan mese-
lesidir. Daha doğrusu bu bir irade meselesidir. Yıllar-
Tarih müzikte de vardı, sinemada vardı ve tiyatroda da dan beri Türk, Rus, Ermeni ilişkilerinin yaşandığı 1915
var. Bu yüzdendir ki sözgelimi Amerikan tarihini anla- olaylarını, Erzurum’da dile getiren bir ‘Yanık Dere Şe-
1
tan romanlar, filmler, tiyatro oyunları, müzikal oyunlar, hitlik Anıtı’ yapılsın diye sivil toplum kuruluşları olarak
çizgi filmler ülkemizde olsun, bütün dünyada olsun in- çırpındık durduk; aldığımız cevap, acaba komşularımız
sanlar tarafından ezberlercesine okunuyor, seyrediliyor. ne der, komşuluk ilişkilerini bozmayalım, oldu. Oysa biz
Sözgelimi Robin Hood, aslında İngiliz halk hikâyele- tarihimizi filmlerle, tiyatrolarla, anıtlarla anlatarak ders-
rinde adı geçen bir hayduttur. Tiyatroları yazılmıştır, ler çıkarılmasını istiyoruz. Tarihte düştüğümüz hatala-
filmleri çekilmiştir. Ülkemizde de merakla ve ilgiyle rın tekrar yaşanmasını istemiyoruz. İşte gelişmiş ülkeler
* Eğitimci Yazar.
1 Molierin ve Shakesperin oyunlarını örnek olarak verebiliriz.
2022/2 79