Page 61 - Başak dergisi 3. sayı_Neat
P. 61

Denemeler



                                                      SİYAH



                                                                                             Tuba Tok


                        Ben karamsar, mutsuz bir rengim. Daha doğrusu insanlar öyle sanıyor… Aslında
                 ben çok mutlu, neşeli ve sevgi dolu bir rengim fakat insanlar beni acı günlerinde giyiyor
                 ve mutsuz bir renk sanıyorlar. Karamsar bir renk olarak anılmayı ben istemedim. Bende
                 diğer renkler gibi olmak, sevgiyi, neşeyi, mutluluğu temsil etmek isterdim ama hüznü,
                 acıyı, mutsuzluğu, kötülüğü temsil ediyorum. Benim en büyük hayalim diğer renkler gibi
                 olmak, iyiliği temsil etmek ve gökkuşağında yer almaktı. Çok düşündüm “Acaba gökku-
                 şağında olsaydım beni de diğer renkler gibi severler miydi, iyi bir renk olduğuma inanırlar
                 mıydı, iyiliği temsil etmeme izin verirler miydi?” Bir gün bunu denemeye yani gökkuşa-
                 ğına gitmeye karar verdim ama bu kolay olmadı. Bunun için birçok hayvan arkadaşımdan
                 yardım aldım, renklerden yardım alamadım çünkü onlar beni hep dışlıyorlardı, benimle
                 konuşmuyorlardı bile. Sadece beyaz beni arkadaşı olarak görüyordu. Ona çok özenirdim
                 çünkü o iyiliği temsil ederdi. İyiliği temsil eden bir rengin birçok işi vardır. Eminim bana
                 yardım etmeyi çok isterdi fakat hiç vakti yoktu. “İyiliği temsil etmek çok zor kendine hiç
                 vakit ayıramıyorsun.” derdi ama ben buna bile, yeter ki iyiliği temsil edeyim. Hayvan arka-
                 daşlarımla beraber yola koyulduk, plan yaptık. Öncelikle Dünya’nın tam ortasına gitmem
                 gerekiyordu. Bunun için birkaç durak belirledik çünkü bir hayvanın gücü bu kadar yol
                 gitmek için yetersizdi. Beni ilk durağa kadar bir at götürdü, ikinci durağa köpek, üçüncü
                 durak kedi derken toplam 159 durak gezdik. Sonunda Dünya’nın ortasına ulaştık. Gökku-
                 şağının çıkmasını bekledik, bekledik, bekledik… Üç gün sonra gökkuşağı çıktı, beni oraya
                 güvercinler götürecekti. Her şeyi hesaplamıştık, havaya birçok yuva kurduk. İlk güvercin
                 beni ilk yuvaya götürdü o yuvadaki güvercin üstteki yuvaya derken sonunda gökkuşağına
                 vardık. Ben gökkuşağının 8. rengi olmayı, kendimle gurur duymayı planlamıştım fakat
                 olaylar hiçte böyle ilerlemedi. Gökkuşağına vardığımda en son çemberine çıktım ve bir-
                 den gökkuşağı simsiyah oldu, sadece gökkuşağı değil bütün gökyüzü simsiyah oldu. Ben
                 böyle planlamamıştım gökkuşağındaki diğer renklerle beraber olacaktım, tek başıma değil.
                 Aslında hayalimi gerçekleştirmiş, gökkuşağına çıkmıştım fakat ben sırf kendi hayallerim
                 uğruna insanlara, hayvanlara, bitkilere, renklere…. Kısaca Dünya’da yaşayan herkese bunu
                 yapamazdım çünkü ben iyi bir renktim, herkes beni kötü sansa da ben iyi bir renktim ve bu
                 bana yeterdi.
































    60
   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66