Page 59 - Başak dergisi 3. sayı_Neat
P. 59
KADİM ZAMANLAR, DÜNYANIN SONU VE
CANAVARLAR
Ahmet Emre Gürdal
Bir zamanlar dünya yüzeyinde iyi halklara ait şehir yokmuş; çünkü canavarlar böy-
le şehirleri kasıp kavurmakta hiç gecikmiyormuş. O zamanlarda köylerde birçok asker ve
büyücü olurmuş. Köylerin en güçsüz olanlarında dahi en az üç metre yüksekliğinde surlar
varmış. Çoğu köyün etrafında içi su dolu hendekler bulunur, köyün güvenliği sağlanırmış.
Hatta bazı köyler bu hendeklerde timsah bile beslermiş. O zamanlarda dünyada insanların
tarafında cüceler, elfler, gnomlar da varmış. Elfler köylerde okçuluk yapar, büyücü olma-
yan insanlar süvarilik görevini üstlenirmiş. Cüceler ise savaş baltaları ve çekiçleriyle ve
bazen de silah olarak kullandıkları çoğu yerinde keskin çıkıntılar ve sivri metallerle dolu
zırhlarıyla en vahşi savaş grubu olurmuş. Cücelerin bir kısmıysa köyün altında maden ka-
zar, çıkan metalleri çıkardıkları kömürlerle ısıtıp sonra da büyük çekiçleriyle silah yapar-
larmış. Gnomlar ise simyayla uğraşır, yanıcı veya patlayıcı şeyler üretir ve onlarla savaş
alanlarını düzenlerlermiş. Köyün lideri her zaman o köyün büyücüsü olurmuş. Elf, gnom
ve cücelerin olmadığı köyler çabucak düştüğünden dolayı bütün köyler böyleymiş.
Bu dünyadaki asıl sorun olan canavarlar ya da tek tek saymak gerekirse orklar,
goblinler, kara elfler ya da kendi aralarındaki isimleriyle drowlar, kara cüceler ya da kendi
aralarındaki adlarıyla duergarlar, ayaz devleri, dağ devleri, tepe devleri, iblisler ve ej-
derhalar sürekli köylere saldırırlarmış. Çoğu âlime göre bütün bu canavarların dünyanın
tamamını fethedememe sebebi sadece birlikte hareket etmekten yoksun olmaları, sürekli
kendi aralarında savaşmalarıymış. Aslında bu durum drowlar ve duergarlar için geçerli
değilmiş. Onlar karanlık altı denilen ve hiçbir şekilde on günden kısa bir sürede yüzeye
ulaşılamayan, ulaşılsa bile bu yolculukta askerlerinin pek çoğunu kaybetmelerine neden
olan bir yerde yaşadıkları için fethedemiyorlarmış. Bu yüzden onlar da karanlıkaltının iyi
yaratıkları olan yer altı gnomları ya da kendi aralarındaki adlarıyla svirfneblinlerle sava-
şıyorlarmış. Svirfneblinler ise yeraltındaki dar girişli devasa mağaralardan faydalanarak
yok edilmesi imkânsız her türlü yöntemle savunulan şehirler kuruyorlarmış. Bu yüzden
drow ve duergar akınları çok da yaşanmıyormuş. Ama karanlıkaltından gelen akınlar ya-
şansaydı birbirlerine düşmanlık besleseler de dünyayı fethedebilecek güçleri varmış.
İşte böyle bir dünyada dünyayı yok oluşa sürükleyecek bir şey olmuş, svirfneblin-
ler karanlıkaltında kendilerine saldırılmasından bıkmış ve yüzeydeki köylere yerleşmeye
karar vermiş. Saldıracak svirfneblin kalmayınca bütün drow ve duergar bölükleri karanlı-
kaltının yüzeyden sadece 1 gün uzaklıktaki üst tünellerine taşınmış, drow ve duergar akın-
ları ork ve goblin akınlarını bile geçmeye başlamış ve kasabalar karanlıkaltıyla bağlantısı
olmayan madenlere köylerini taşımışlar, sadece maden girişini savunmaya başlamışlar.
Bu köylerden ileride Türkleri oluşturacak olanında Ali isimli bir elfin ve Murat isimli bir
insanın liderliğindekiler mağaraların kendilerine göre olmadığını düşünüp yüzeye kaçmış,
kaçtıkları köyün o sırada bin kilometre içindeki kalan tek köy olduğundan haberleri yok-
muş.
Onların kaçışı üzerine genelde hırsız olduklarından iyi halk olarak bilinmeyen bu-
çukluklardan biri olan Reis, en yakın dostu ve köydeki bin cücenin lideri Berke, dünya-
daki iyiliği seçmiş tek kara elf olan ve iyiliğe geçince ismini Deniz olarak değiştiren ve
Berke’ye öldürecek düşman bırakmayacak kadar iyi pala kullanan bu yüzden Berke’nin
tanıtırken veya arkasından konuşurken kullandığı ismi “Lanet iyi Drow” olan Drizzt,
58