Page 99 - Başak dergisi 3. sayı_Neat
P. 99

üstlenen farklı kutsal iyeler de mevcuttur. Yer ve göğün kutsal ruhlar ile çevrelenmiş
             olduğunu düşünen Türkler, insanlar arasında anlatılan konuların mutlaka Yer- Su iyesi
             tarafından işitileceğine inanmışlar ve bu sebeple zaman içinde günümüzde sıklıkla
             kullanılan “yerin kulağı vardır” deyimini üretmişlerdir.


             ● Ölen kişilerin üzerine bıçak gibi keskin metalleri koyma inancı da Eski Türkler’den
             günümüze gelen bir adettir. Kişinin vefatının ardından ruh yaşamaya devam eder ve
             bu esnada kötü ruhlar ile savaşır. Yakınları ise ona yardımcı olabilmek maksadıyla
             bedeninin üzerine çeşitli silahlar bırakırlar. Böylelikle ölen kişinin ruhu manevi
             yolculuğunda daha iyi savaşabilecektir. Bu kozmik kavrayış günümüze değin ulaşan
             bir gelenektir.


             ● Umay Ana, yeni doğum yapan kadınların ve bebeklerin koruyucu ruhu olarak bilinir
             ve Ural- Altay dil ailesinde akraba dil olan Fince’de de Umay Ana, Jumala olarak
             geçer.

             ● Fince ile Türkçe’nin benzer dil özellikleri şunlardır:
             - Fince’de Türkçe’de olduğu gibi artikeller (The, this,a ) yoktur.
             - Birinci, ikinci ve üçüncü tekil şahıs zamirleri iki dilde de aynıdır. (Ben(eski şekli
             min)>mina, sen>sina, o(asıl şekli an)>an ) .
             - Bu kelimelerin ilgi hali almış şekilleri de Türkçe’nin aynısıdır. Bu dildeki ilgi hali
             eki, in, un ekidir. (Ben-in>minun, sen-in>sinin, on-un>hanin.)
             - İki dil de sözcüğü sonuna ek alarak türetir.
             - Büyük ve küçük ünlü uyumu kuralına göre eki sözcüğe getirirler. Latince’den
             aldıkları sözcükleri de bu kurala göre değiştirerek kabul ederler.














































    98
   94   95   96   97   98   99   100   101   102   103   104