Page 147 - ÇİLEK ÇALIŞTAYI KİTAP
P. 147
Türkiye Çilek Fide Yetiştiriciliği ve Sektörü
Prof. Dr. Sedat Serçe ve Orkun Gencer
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi, Tarımsal
Genetik Mühendisliği, Niğde, 51240
sedatserce@gmail.com
Gülgiller familyasından bir ılıman iklim meyvesi olan kültür çileği (Fragaria
×ananassa), 18. yüzyıllın sonunda kuzey (F. virginiana) ve güney (F. chiloensis) yarım
kürelerden Fransa'da bir botanik bahçesinde tesadüfen melezlenmesi sonucunda ortaya
çıkmıştır. Dolayısıyla, dünyanın en geç ıslah edilen meyve türlerinden biridir. Değişik ploidi
düzeylerinde 20’den fazla çilek türü tanımlanmıştır. Yüzeysel bir kök sistemine sahip çilek
bitkisinde köklerin %90'ı, 40 cm derinlikte yer almakta olup, kök sisteminin hemen üstünde
kök gövdesi ve üzerinde yapraklar; meyve salkımı, çiçek ve meyveler ya da kol ve yavru bitki
bulunmaktadır. Fotoperiyodik tepki bakımından uzun gün çilekleri bulunsa da, üretimi yapılan
çilek çeşitlerinin büyük çoğunluğu kısa gün ya da gün-nötr çeşitlerdir. Çileğin çoğaltılması
vegetatif yolla, uzun gün ve yüksek sıcaklık koşullarında oluşan yavru bitkilerin
köklendirilmesiyle yapılmaktadır (Serçe ve Özgen, 2014).
Çilek türleri kuzey yarım kürede yaygınlaşmış olmakla birlikte, çileğin gösterdiği geniş
adaptasyon yeteneği ve ıslahçıların yoğun çabaları sonucunda, yetiştiricilik Ekvator'dan
Alaska'ya, dünyanın tarım yapılan hemen bütün alanlarına yayılmıştır. 2019 FAO
istatistiklerine göre dünya toplam üretimi 8,885,028 ton iken, dünyanın önemli çilek üretici ve
ihracatçı ülkeleri Çin, A.B.D, Meksika ve Türkiye’dir.
Çilek yetiştiriciliği ülkemizin tüm bölgelerinde yapılabilmektedir. Bununla birlikte
yetiştiricilik Silifke, Sultanhisar, Anamur ve Gazipaşa'da yoğunlaşmaktadır. Ülkemiz çilek
üretimi 1980’li yıllardan beri sürekli önemli bir artış ivmesi göstermiş ve 2020 TÜİK verilene
baktığımızda 17 977 hektar alanda, 546 525 ton üretim yapılmaktadır. 2000’li yılların başında
başlayan ihracatımız, son yıllarda üretilen meyvelerin iç pazar taleplerini karşılaması ve üretim
yoğunluğunu döneminin çakışmaması gibi etkenler dışında, sürekli bir artış eğilimi göstermiştir.
Bu başarıda ülkemizin ekolojik koşullarının elverişli olması büyük bir etkendir. Fakat bu
başarıyla resmi ve özel kuruluşların çilek yetiştiriciliği konusundaki üretici eğitimleri, üretim
süresinin çeşitlendirilmesi, kullanılan çeşitlerin arttırılması, yetiştiricilik tekniklerinin
iyileştirilmesi, farklı dikim zamanları ve fide türü kullanımı gibi etkenlerde önemli bir katkı
sağlamıştır. Böylece üreticiler ülkemiz koşullarına uygun, sağlıklı ve kaliteli fide sağlayabilir
hale gelmiştir (Serçe ve Özgen, 2018).