Page 61 - Çatalca'da Eğitim - Sayı 1
P. 61

YUNUS EMRE

             lıdır. Başlangıçta bu bilgi, bir an gelip gider fakat yavaş   Bir dem gelir İsa gibi
             yavaş yayılır. Mânevî yolcular, ipek böceğine benzerler.   Ölmüşleri diri kılar
             Hepsinin hayatında bir tırtıl, bir koza, bir de kelebek saf-  Bir dem girer kibr evine
             hası görülür.                                Firavun ile Hâmân olur
             Geleneğe göre Yûnus, koza çağını Tapduk Emre’nin   Görüldüğü gibi, dinler ve inançlar arasındaki bütün
             dergâhına kırk yıl tek kelime söylemeden dağdan odun   farklılıklar sona ermiş ve Yûnus artık dünyadaki bütün
             taşıyarak geçirmiştir. Ama artık kelebek olma zamanı   kutsal metinlerin özde aynı olduğunu idrâk etmiştir.
             gelmiştir. Günlerden bir gün Tapduk Emre, Yûnus-ı Gû-
             yende adlı bir âşıktan bir nefes söylemesini ister. Şâirin   Dört kitabın manasın
             dili tutulur, bir şey bulup söyleyemez. Bunun üzerine   Okudum tahsil ettim
             Tapduk, oduncu Yûnus’a döner: ‘Haydi sen söyle, Hacı   Aşka gelince gördüm
             Bektaş’ın sözü yerine geldi. Kilidin açıldı artık’ der.   Bir uzun hece imiş

             Söz benim değildir                           Ancak Yûnus hâlâ oluş halindedir.
             Kudret dilinden söylerim
             Söz aslını anlamayan                         İşitirim sözünü
             Sanır bu söz benden gelir                    Göremesem yüzünü
                                                          Yüzünü görmek için
             Nasıl gözler için ışık, eşyayı görme vâsıtasıysa mânevî   Canımı veresim gelir
             ışık  da kalp  gözü için  görebilme  ve dolayısıyla bilgi
             kaynağıdır. Görme aracı olan ışık, yâni ilâhî nur; aynı   Senin kokunu duydum
             zamanda Rabb’in vücûdudur da. Ve insan rûhu, ancak   Terk eyledim bu cihânı
             Allah’ın nûru onu aydınlattığı takdirde Allah’ı kavraya-  Götür yüzünden perdeyi
             bilir. Yâni Allah, ancak yine Allah’ın nûruyla doğrudan   Dîdârına göyüneyim
             doğruya algılanır. Ruhsal gözler tamâmen açılmadan,
             yâni içimiz tamâmen ışıkla dolmadan gerçekte kim ol-  Yûnus, duyduğu/hissettiği şeyler yüzünden bir halden
             duğumuzu göremeyiz. O latif varlık, parlayıp kalbi dol-  başka bir hâle girer. Bazen neşeli, bazen kederlidir.
             durunca gören ve konuşan Allah olur.
                                                          Gah eserim yeller gibi
             Sensin bu gözümde gören                      Gah tozarım yollar gibi
             Sensin dilimde söyleyen                      Gah akarım seller gibi
                                                          Gel gör beni aşk n’eyledi
             Kalpleri ışıkla dolanlar, bu ışık seli içinde evreni, insanı
             ve Tanrı’yı birbiriyle kaynaşmış görürler. Sürekli olgun-
             laşmakta olan Yûnus da mânevî gelişiminin bu aşama-  Ben yürüdüm ilden ile
             sında bütün insanlıkta kendini bulur.        Dost sorarım dilden dile
                                                          Gurbette hâlim kim bile
             Hakk bir gönül verdi bana                    Gel gör beni aşk n’eyledi
             Ha demeden hayrân olur
             Bir dem gelir şâdân olur                     Kendimi bilmem yürürüm
             Bir dem gelir giryân olur                    Yârimi düşte görürüm
                                                          Uyanır melûl olurum
             Bir dem çıkar arş üzere                      Gel gör beni aşk n’eyledi
             Bir dem iner tahtes-serâ
             Bir dem sanırsın katredir                    Miskin Yûnus bîçâreyim
             Bir dem taşar ummân olur                     Baştan ayağa yâreyim
                                                          Dost elinden âvâreyim
             Bir dem varır mescidlere                     Gel gör beni aşk n’eyledi
             Yüz sürer anda yerlere
             Bir dem varır deyre girer                    İnsanın bu âlemde Tanrı’yı perdesiz olarak görmesine
             İncil okur ruhbân olur                       imkân yoktur. Bu, kâinatın yok olması demektir. İnsan


                                                                                            2021/1   61
   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66