Page 13 - Çolpan Dergisi 3. Sayı
P. 13
KÜLTÜR, SANAT ve EDEBİYAT DERGİSİ 13
Sefer
Geleceksin bu sefer, değil mi?
Kalmayacak ellerimde kırılmaya yüz tutmuş umutlarım,
Tutup götüreceksin belki de;
Gökkuşağının sonuna beni.
Babamın ısrarlarıyla yapımı süren binaya
gelmiştik. Babam bir müteahhitti. Eski binaları İçimdeki kelebeklerin her ölüşünde veyahut
yıkıp -benim tabirimle- muazzam bir işçilikle Kalemimin her kırılışında tutacaksın değil mi ellerimi?
yapılan binalar dikerdi. Beklemekteyim; seni, bizi.
Dinlemekteyim ayı, yıldızları.
“Hilal, kızım. Geçen sana bahsetmiştim. Daire
almak isteyen bir yeni çift var diye. Onlar gel- Bir umut nasıl olduğunun havadisini alabilmek adına;
mişte, onların yanına uğrayıp geliyorum.” diyen Kedilere, köpeklere, kuşlara sorarım seni.
babama karşı başımı suçlu bir çocukmuşum gibi Tüm bunlardan sonra... Geleceksin değil mi?
aşağı yukarı salladım. Kurumaya yüz tutmayacak hayallerim, düşüncelerim.
Güzel giyim tarzıyla insanı büyüleyen bir kadı- Yılları affettirebilmeye çalışırken bükülecek mi boynun?
nın ve yakışıklı olarak tasvir ettiğim bir adamın Mazinin acımasızlığını,
yanına gitti. Annemin hıçkırıklarına karşın hiddetlenen gökyüzünü,
Bana bakmaktan aciz gözlerini unutacağız değil mi?
Babamın gitmesiyle düşüncelerimle, zihnimle
yalnız kaldım.
Aleyna NAYMAN
Zar atılıyor 5 çıkıyor. Yaşam veriliyor. Sonra zar
tekrar atılıyor 4 göz kırpıyor, oradan. Yaşam
alınıyor, son armağan olan ölüm veriliyor.
ti, ama Ali bey hayal âleminden çıkmama yoğurdu. Ve kendine acılarla dolu olan
konusunda ısrar ediyordu. hayal dünyası yarattı.
Ve ölüm beni koparıyor, oyunlar dünyasın-
dan. Ruhum arşa yükseliyor. Kalbim kalıyor,
Sadece bir gece, yaşlı çiftin kaderini belirle- Yaşlı adam yatağının üstünde dizlerini
acılarıyla.
mişti. O gece kızı ölmeseydi, ailesi bir yapboz kendine çekmiş bir vaziyette oturuyordu.
parçaları gibi dağılmazdı.
GÜNÜMÜZ
Şerife hanım cılız ve mağrur bir ses tonuyla
Genç doktor bu ortamda bulunan kasvetten
Yaşlı kadının gözlerinden yaşlar dökülüyor. konuştu. “Ali.” sesini dahi kendisi zor duy-
kurtulmak amacıyla, odadan çıktı. Yaşlı kadını
Doktorun dediklerini anlamaya çalışıyor ve muştu.
hüznü ile bıraktı.
kederini ağlayarak gidermeye çalışıyordu.
Yaşlı adam fevri bir hareketle başını kaldırıp
Yaşlı kadın bulanıklaşan görünüşüyle etrafa
“Şerife hanım eşiniz şizofrenin son evresinde. son bir kez göz gezdirdi. Ayaklarının götürdü- hızlıca konuştu. “Biliyor musun? Benim kız
Tüm yaptığımız müdahalelere rağmen onu ha- öldü. O aptal bir apartman için kızımı göz
ğü yere, eşinin yanına gitmeye başladı.
yal âleminden kurtaramadık. Yapılacak başka ardı ettim. Hilal tenli kızım öldü.”
bir şey yok artık.” diye sözünü bitiren doktorla Hayal ve gerçeklik arasında görünmez bir
yaşlı kadının gözyaşları bir nehir gibi akmaya çizgi vardır. Olduğunu varsaydığınız şeyler bir Kadın biraz daha yıkıldı. Eşi bir şofördü.
devam etti. hayal ürününden ibaret olabilir. Kendini müteahhit sanması kadını gereğin-
den fazla yıprattı.
Yıllardır kocasının yanında sabırla durmuş onun Eşinin bulunduğu odanın kapının önüne gelen
iyileşmesi için hastahane koridorlarında dudak- Şerife hanım tereddütlüydü. Eşinin son derece Hayaller, tutuklu kaldığın bir peri masalıdır.
larında dolaşan dua ile durmaktan başka bir üzücü olan halini görmek kalbine acı verecek Gerçekler ise bunları yalanlayan bir anah-
şey yapamamıştı. olmasına rağmen kapıyı açıverdi. tardan başka bir şey değildir.
Genç doktor içi acıyarak karşısındaki kadına Kızının ölümünden sonra kendine gelmeyen Hayaller bir okyanus gibidir. İçine daldıkça
bakmayı sürdürdü. Birçok hastayı tedavi etmiş- adam hayal dünyası ile gerçekliği zihninde gerçekler dibe gömülür...