Page 17 - Çolpan Dergisi 3. Sayı
P. 17
KÜLTÜR, SANAT ve EDEBİYAT DERGİSİ 17
Sonsuzluk Müesser TÜRKAY
H Soyadı kanunu, seçme seçilme hakkı, kılık
Felfese Grubu Öğretmeni
Her anne için çocuğu umuttur, gelecektir,
sonsuzluktur. Mavi gözlü sarışın küçük bebek
devrimi, hafta sonu tatil günleri değişimi,
doğduğunda annesi Zübeyde Hanım, büyük kıyafet devrimi, zaman ölçü takvim tartı
bir mutlulukla yavrusuna şükredip “Her anne Okullar okudu, kadının yurttaş eşit insan statüsü; eğitimin
için çocuğu sonsuzluktur. Sen de benim sonsuz- bilgiler biriktirdi. bilimsel, çağdaş, akılcı bütünlüğü, harf
luğumsun, umudumsun Mustafa’msın” deyip devrimi, endüstri, sanayi, tarımda yenilikleri,
adını vermenin gururuyla yavrusuna sarıldı. Biriken bilgiler modern kentleşme, kültür sanat atılımları,
O zamanlar elbette bilemezdi bebeğinin gün çağdaş özgür bilgiler karma eğitim, karma ekonomi, modern
geldiğinde bir ülkenin, kadim bir halkın (milletin) toplumlarda yurtta sulh cihanda sulh şiarı,
tarihin çağlarını değiştirip yeni devirler, yeni oluşturdu. eşit ulus eşit haklar bildirgesi, genç cumhu-
dönemler açan umudu olacağını… Okullar riyetin yeni dünyada var olma mücadelesi…
okudu, bilgiler biriktirdi. Biriken bilgiler çağdaş ya emperyalizmi bir kez daha mazlumun, 10. yılında 20. yılında, 50. yılında 81.
özgür bilgiler oluşturdu. Vatanın her tarafında, haklının, vatanseverin, inançlının karşısında yılında zamanın ve uzamın sonsuzluğunda
kurak çöllerde, soğuk Balkanlar’da, Galiçya’da, diz çöküp mağlubiyetini kabul edip çekilmiş- seksen milyonun fikrinde, kalbinde Zübeyde
Gelibolu’da, Çanakkale’de savaştı. Çalıştı. ti. Kurtulmuştu güzel yurdum; kurulmuştu Hanım’ın dediği gibi bu milletin sonsuzlu-
Fikirlerini geliştirdi. cumhuriyetim, çağdaş devletim. Eskiden eser ğunda, gelecek nesillerin ilkelerinde, aydınlık
kalmamalıydı, başlamalıydı; devrimlerim, gözlerinde, her yerde, her devirde sonsuz-
Dünya değişiyor, üretim ilişkileri gelişiyor. ilkelerim. luksun atam. Sonsuzsun!
Pazarlar tüketim ekonomisi çağları koca
koca imparatorlukları değiştiriyor; küçük ulus
devletler dönemini başlatıyordu. “Ulus” demek:
Vatan, halk, tarih, bayrak, dil, kültür ve özgür-
lük demekti. Mustafa Kemal bunu ilk önce fark
eden yurtseverlerden birisiydi. Dönemin feodal
üretim tarzına dayanan imparatorluklar da-
ğılırken, yıkılırken Osmanlı İmparatorluğu da
bu sürecin dışında kalamıyordu. Yönetimindeki
büyük-küçük milletler yenilen savaşlarla masa
başında yapılan antlaşmalarla imparatorluk-
tan ayrılıp bağımsızlıklarını ilan ediyorlardı.
Toplumların alt yapısı ekonomi olduğu için
Osmanlı İmparatorluğu, tarihsel diyalektiğe
uygun olarak bu kopuşlarla ekonomik buhrana
girip siyasal gücünü kaybetmesini beklemekte
olan dönemin emperyalist güçlerinin denetimi-
ne bırakılıyordu.
Anneler, onlar bilir ya… Mustafa Kemal de bu
zorlu süreçte bilgisini, fikirlerini, yurtseverliğini,
ilerici çağdaş hedeflerini birleştirerek yeni kad-
ro, yeni yönetim sürecini oluşturuyordu. Kadim
toplumların yaşadığı özgürlüğün, özgünlüğün,
barışın, sevginin, hoşgörünün, tüm etnik kim-
liklerin harmanlandığı Anadolu’da “sonsuzluk”
denecek bağımsızlık meşalesinin yakıldığı 19
Mayıs’ların, 23 Nisan’ların, 30 Ağustos’ların,
29 Ekim’lerin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin
kurtuluş ve kuruluş dönemini başlatıyordu.
Kurucu kadrosu, inanmış halkı, askerleri,
Anadolu’nun bilcümle ahalisi: Hedef, hayal
umutlar, savaşlar inançlar, zorluklar… Dün-