Page 3 - My FlipBook
P. 3
OTEL KATĠBĠ — Yine öyledir. Ġstanbul'un en temiz otellerinden sayılır.
MüĢterileri hep Anadolulu...
MÜBAġĠR — (Eliyle kapı tarafını gösterir.)
Ya bu yosmalar?...
OTEL KATĠBĠ — Onlar her akĢam bu vakit uyanıp çıkarlar. Sabaha karĢı da
gelirler. BaĢka bir suçlarını göremeyiz biz... Paralarını da tıkır tıkır
öderler.
MÜBAġĠR — Bu kadarı yeter mi?.. OTELĠN KATĠBĠ — Tabîî yeter! Sizin Reis Bey de,
gece baĢlayınca gelir, odasına kapanır, kimseyle lâf etmez, kimseyi yanma almaz;
Ģafakta da çıkar, gider. Farkları ne?...
MÜBAġĠR — Büyük bir fark değil, zahir... (Doğrulur) Öndeki çok cilveliydi
kızlardan... OTEL KÂTĠBĠ — Elbette.. O hanım... MÜBAġĠR —Ya arkadaki?... OTEL
KATĠBĠ — O da bey... Ağabeysi diyelim... Hiç gözünü açtırmaz. Yan baktı mı,
tokat
hazır...
MÜBAġĠR — HımmL (Ayağa kalkar.) Ortalık
adamakıllı karardı. Yak Ģu lâmbaları! 12
(Sokağın pırıltıları büsbütün geliĢmiĢtir. O-tel Kâtibi, arkasındaki düğmeyi
çevirir. Aydınlık... Vitrinin çerçevelediği sokak manzarası solar.)
MÜBAġĠR — Sen kaç senedir otel kâtibisin?...
OTEL KATĠBĠ — Bu otelde tam yedi senedir... Hepsi on seneyi geçer. Geldim geleli
Ağır Ceza Reisi bizde... Otelin demirbaĢı... Ya sen, kaç senedir onun yanmdasm?
MÜBAġĠR — Benimki yeni... Bir yılı geçmez. OTEL KATĠBĠ — Bir yılda seninle kaç
kelime
konuĢtu?
MÜBAġĠR — Ne bileyim ben? Vazife dıĢı konuĢmaz. Ne diye soruyorsun?
OTEL KATĠBĠ — Yedi senedir benimle konuĢtuğu, yetmiĢ kelimeyi geçmez de...
MÜBAġĠR — Huy dedik ya... OTEL KATĠBĠ — Öyle ama, bu kadar katısından,
kapalısından da insan hoĢlanmıyor.
MÜBAġĠR — Sen onun mahkemede gör, katılığını!
OTEL KATĠBĠ — Allah düĢürmesin... (MübaĢirin, kendisini hayretle süzdüğüne
dikkat ederek) Ne o? Ne bakıyorsun öyle?
MÜBAġĠR — Haline bakıyorum; piĢkinliğine! OTEL KATĠBĠ — Sanat icabı... (Elini
giĢeye vurur.) Bu tezgâh insanı piĢiriyor.
MÜBAġĠR — Sen, bu tezgâhta insan sarrafı gibi bir Ģey olmuĢsun!
(Birden, otelin görünmeyen dıĢ kapısında bir otomobil durmuĢ gibi acı bir fren
sesi...)
13
MÜBAġĠR — (GiriĢ kapısına doğru) Bizimki
rai yoksa?
OTEL KATĠBĠ — Ben onun taksiyle geldiğini
hiç görmedim. Zaten, burası mahkemeye on dakikalık yol...
MÜBAġĠR — (Otel Kâtibine döner) Daireden
çıkalı çok oldu. ġimdi anlarız.
OTEL KATĠBĠ — (Eliyle giriĢ kapısını gösterir ve ortadan baĢlayarak giĢeye kadar
havada bir kavis çizer.) ġu geçit yok mu, Ģu geçit?.. Bilsen buradan kaç türlü
insan gelip geçer?... Gel de insan sarrafı olma!... Gece gelen mi istersin,
sabaha karĢı düĢen mi, gündüz damlayan mı?... Meteliksiz, cepleri dopdolu,
niyeti örtülü, eli açık, ağa, serseri, sevincinden uçan, derdinden sürünen,
nüfus kağıdından saklanan, sürü sürü insan... Bir bakıĢta kestiririz biz,
müĢteriyi... MÜBAġĠR — Tahsilin ne, senin? OTEL KATĠBĠ — Orta ama, yükseklerle
boy ölçüĢmeğe hazırım. Kültürümüzü ilerletelim diye Reis Beyi kovalıyoruz da,
ağzından, üçer kelimelik kuru vecizelerden baĢka bir Ģey alamıyoruz..
(Çıngıraklı kapı açılır. Sırtında felçli kız, köylü müĢteri... Kapı açık
kalmıĢtır. Felçli kızın baĢı, siyah sarılı... Köylü müĢteri, köy ağası kılıklı
ve kasketli... Otel Kâtibi ve MübaĢir, dikkat kesilmiĢlerdir. Köylü müĢteri
giĢeye doğru yürür, Otel Kâtibinin önünde durur.) KÖYLÜ MÜġTERĠ — Burayı salık
verdiler.
Bir oda istiyoruz!...
OTEL KATĠBĠ — (Gösterir) Kızın mı? KÖYLÜ MÜġTERĠ — Kızım...
14