Page 8 - My FlipBook
P. 8

REĠS BEY — Sen de mi öğrendin bu lâfı? (0-
             tel Kâtibiyle TaĢralı MüĢteriye doğru) Ne kelimeler, ne duygular var;
             Öğretemiyoruz da, sıra merhamete geldi mi, herkes ezbere biliyor. Ağızların
             renç sakızı!
             OTEL KÂTĠBĠ — Merhamet suç mu efen-
             lim?
             REĠS BEY — (Gayet sert) Hem de idamlık...
             (Reis Bey merdivenden çıkar. Arkasından Köylü MüĢteri... Otel Kâtibi ve TaĢralı
             MüĢ-
             25
             teri,  merdivene doğru, dimdik...  Çıkanlar kaybolur. TaĢralı MüĢteri Otel
             Kâtibine döner.) TAġRALI MÜġTERĠ — TaĢtan mı, demirden
             mi bu adam?
             OTEL KÂTĠBĠ — Makine adam... Kanun makinesi... Tek yanhĢsız çalıĢır.
             TAġRALI MÜġTERĠ — Hiç acıdığı olmaz mı? OTEL KÂTĠBĠ — Acımak mı? Ne diyorsun
             sen? Bir gece bu otelde bir intihar vakası oldu. Reisin yattığı katta, genç bir
             Üniversiteli kendisini tavana astı. Bütün otel ayağa kalktı. Onun tüyü bile
             kıpırdamadı. Gelen polislere, odamda yazımı yazıyordum dedi; on günlük
             uzaktaymıĢım gibi hiç bir Ģeyden haberim olmadı, dedi. Her gece olduğu gibi, üst
             üste kahvelerini içti, yazısını bitirdi, uykusunu uyudu. Sabahleyin Savcı,
             ölünün yüzünü açıp bin bir rica ile ona gösterdiği zaman Ģu sözü söyledi;
             «Benden merhametin öldürdüklerine merhamet beklemeyiniz!" Bu sözü, kulağımdan
             hiç gitmez.
             TAġRALI MÜġTERĠ — Merhametin öldürdükleri ne demek?
             OTEL KÂTĠBĠ — Yani, merhamet göre göre yalnız ona muhtaç, yaĢayanlar...
             Merhametten doğan ihmal ve ona ihtiyaç yüzünden ölenler...
             TAġRALI MÜġTERĠ — BaĢka neye muhtacız ki? Allahm rahmeti olmasa ne olur halimiz?
             OTEL KÂTĠBĠ — (Döner, giĢeye doğru yürür.) Gel de ona anlat! (GiĢenin içinden)
             Bakalım, radyoda ne var?
             (Otel Kâtibi, giĢenin içinde, görünmeyen bir noktadaki radyonun düğmesini
             çevirir, son-
             26
             ra  dirseklerini giĢeye  dayayarak  TaĢralı
             MüĢteriyi süzmeğe baĢlar.) OTEL KÂTĠBĠ — On tane binliği unutmuyoruz, değil mi?
             TAġRALI MÜġTERĠ — ġimdi getir, hemen
             al!
             RADYONUN  SESĠ — NiĢantaĢı  cinayeti...
             Zengin ve ihtiyar annesinin kaatili hain evlât, I tam dört saat içinde nasıl ele
             geçti? Kaatilin ceketinden kopup, ölünün sıkılmıĢ avucunda bulunan esrarengiz
             kumaĢ parçası... Yarınki "Cemiyet" gazetesinde... "Cemiyet" gazetesi, her gün
             sekiz
             sahife...
             OTEL KÂTĠBĠ — (Radyonun düğmesini kapatarak) Ooof. Bir Ģey dile düĢmesin bu
             memlekette!...
             — IĢıklar kararır —
             27
             TABLO II
             [Mahkeme salonu... Tam cephede, hafif kavis Ģeklinde, hâkimler kürsüsü...
             Kürsünün solunda, savcıya mahsus çıkıntı kürsü... Solda giriĢ kapısı... Sağda,
             büyük kemerli pencere ve önünde avukatlar masası... Kürsünün orta önünde zabıt
             kâtibi masasiyle savcı arasında ve hâkimlere doğru çapraz biçimde, Ģahit
             parmaklığı... Tam ortada hâkimler kürsüsüne karĢı, parmaklıklı sanık yeri ve
             sırası...]
             (Kürsüde ve ortada Reis Bey.. Sağında ve solunda birer âza.... Soldaki çıkıntı
             kürsüde savcı... Reis, iki âza, savcı, kırmızı yakalı cübbeleri içinde... Sağda,
             cübbeleri içinde, birinci ve ikHci avukatlar... Kürsünün önünde ve merkezinde
             siyah önlüklü daktilo kız ve yanında bir genç stajyer... Solda savcı kürsüsüne
             yakın, ayakta mübaĢir... ġahit parmaklığında, apartman kapıcısı... Sanık
             yerindt, sıraya oturmuĢ, arkasından görülen mahkûm... Parmaklığın arkasında, sağ
             ve sol ön köĢelere doğru çapraz durmuĢ, birer jandarma... Dinleyiciler geride
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13