Page 10 - My FlipBook
P. 10

REĠS BEY — Bunların hepsi edebiyat... Suç ıer zaman bu edebiyata muhtaçtır. Siz
             kupkuru ıakikata cevap veriniz!
             MAHKÛM — Annemi ben öldürmedim!
             REĠS BEY — Anneniz mezardan çıkmıĢ da, jbeni oğlum öldürdü, diye ifade vermiĢ
             gibi, bütün I deliller üzerinizde birleĢiyor. KonuĢamıyan kadının son sözü (Yine
             sağ yumruğunu sıkar.) sıkılı avucundan çıkan ceketinizin kumaĢı... Hüviyet
             varakanız gibi bir Ģey....
             BĠRĠNCĠ AVUKAT — (Bir anda ayağa fırlar ve izin almadan konuĢur.) Cüretimi
             bağıĢlayın, muhterem reisim: fakat belirtmeme izin verin ki, Hâkim itham etmez,
             ancak takdir eder.
             REĠS BEY — (Birinci avukata) Baro Reisi muhterem avukat da bilmelidirler ki,
             hâkimin takdire varabilmesi için, kıymet hükümlerini be-
             31
             jirtmesi ve ona göre cevap istemesi lâzımdır. Lütfen istirahat buyurun! (El
             iĢaretiyle birinci avukatı yerine oturturken, baĢını mahkûma çevirir)
             Cevabınız?...
             MAHKÛM — Annemi ben öldürmedim! REĠS BEY — (Mahkûma) Oturun yerinize! (MübaĢire)
             ġahit Veli Özbudak...
             (MübaĢir, bir atılıĢta giriĢ kapısının dıĢına çıkır.)
             MÜBAġĠRĠN SESĠ — ġahit Veli Özbudak!!! Veli Özbudak!!!
             (Salonda, kasketi elinde, kravatsız, ceketi ve pantolonu biribirini tutmaz
             renklerde, kumarhane garsonu girer. PeĢinden içeriye iki gazete fotoğrafçısı da
             dalar. MübaĢir, Ģahidi, omuzlarından iterek Ģahit parmaklığına sürer.)
             REĠS BEY — (Önündeki dosyaya bakarak Ģahide) Hüviyetinizi bildiriniz! (Daktilo
             kıza) Yazınız!.
             KUMARHANE GARSONU — (Papağanvâri)
             Galatalı, otuz sekiz yaĢında, Ali oğlu Veli Özbudak...
             (Daktilo kız, konuĢmaları, fasılalı Ģekilde, anlaĢmalarına mâni olmıyarak
             yazmaktadır.)
             REĠS BEY — Ne iĢ yaparsınız? KUMARHANE GARSONU — Garsonum... REĠS BEY — Nerede?
             KUMARHANE GARSONU — Oyun yerinde...
             (Daktilo durur.)
             REĠS BEY — Bitirim yerinde diyemiyorsunuz, değil mi? BaĢka ne iĢ yaparsın orada?
             KUMARHANE GARSONU — ġuna buna yardım ederim.
             REĠS BEY — Ne yardımı?
             KUMARHANE GARSONU — Parası bitenlere para veririm.
             REĠS BEY — Kıymetli eĢya karĢılığı... Birkaç günlüğüne yüzde yüz faizle...
             KUMARHANE GARSONU — O kadar .çok almam!
             REĠS BEY — Peki... (Mahkûmu gösterir.) Sanığı tanıyor musunuz?
             KUMARHANE  GARSONU — iyi tanırım. Her gece bize gelirdi. Bizde yakaladılar.
             REĠS BEY — Kendisiyle akrabalığınız, yakınlığınız, düĢmanlığınız, Ģahitliğe mâni
             bir hâliniz
             „ var mı?
             KUMARHANE GARSONU — Yoktur!
             (Reis Bey ayağa kalkar. Herkes de beraber)
             REĠS BEY — Doğruyu söyliyeceğinize, namus ve vicdanınız üzerine yemin eder
             misiniz?
             KUMARHANE GARSONU — Namus ve vicdanım üzerine yemin ederim.
             (Reis Bey oturur. Herkes de beraber...)
             REĠS BEY — ġimdi anlatın bildiklerinizi!...
             KUMARHANE GARSONU — Cinayet gecesine kadar hemen her akĢam bizdeydi. O akĢam
             uğramadı. Nihayet sabaha karĢı çıka geldi.
             REĠS BEY — Sırtında nasıl bir elbise vardı?
             33
             32
             KUMARHANE GARSONU — {Mahkûma dönüp elivle gösterir.) ĠĢte bu elbise!...
             REĠS BEY — Devam edin!
             KUMARHANE GARSONU — Ġzmit'ten geliyormuĢ... Parası yokmuĢ.. Cebinden pırlanta
             bir broĢ çıkarıp verdi. Bin lira istedi.
             REĠS BEY — Ne verdiniz?
             KUMARHANE GARSONU — Altı yüz lira verdim.
   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15