Page 93 - Münip E-Book
P. 93

elektronik araçlarla vakit geçirdiler. Biz, çocuklarımıza
             toplumumuzu ayakta tutan Türk zarafetini öne çıkaran
             ‘günaydın, merhaba, iyi akşamlar, nasılsınız, teşek-
             kür ederim’ gibi insani duygularımızı öğretemez olduk.
             Arayış içine düştük.
             Ayrım yapmaksızın bütün şehirlerimizde, kasabala-
             rımızda benzer sıkıntılar yaşamaktayız.  Bir zamanlar
             şirin, güzel, insana huzur veren ve henüz sokak kültü-
             rünün kaybolmadığı sokaklarımızdaki  ‘Komşu kom-
             şunun külüne muhtaçtır.’ dayanışma kültürünü istesek
             yaşatabiliriz. ‘Günaydın, merhaba, iyi akşamlar, na-
             sılsınız, teşekkür ederim’ evrensel temenni duyguları-
             nı yaşatabiliriz. Bu kaybolan veya kaybolmaya yüz tutan
             değerlerimizi, robotlaşan teknolojiye inat yaşatabiliriz.
             Evet, biz yaşatabiliriz. Unutmayınız bu kaybolan değer-
             leri canlandırmak isteyen, yaşatmak isteyen tüm dünya-
             da sivil toplum güçleri var. Aynı sorunu onlar da yaşıyor.
             Bizler de bu kendi mahalli sorunumuzu şiirlerimizle,
             öykü ve masallarımızla, tiyatro ve romanlarımızla hatta
             yapacağımız kısa ve uzun filmlerimizle mutlaka yaşat-
             malıyız. Bu güzel hasletlerin kaybolmamasına sabırla di-
             renç göstermeliyiz. Mahalle bakkalımıza, berberimize,
             terzimize sahip çıkmalıyız. Önce kendimize, komşumu-
             za, esnafımıza, üreticimize sahip çıkmalıyız. Unutmaya-
             lım ki bizi ayakta tutan kendi değerlerimizdir. Çocuk-  yer yer aksatılabilir. Bu husus onlara yardımcı olunarak
             luğumuzun  geçtiği  sokağın  ruhunu,  sokak  kültürünü   çözülebilir. Tıpkı Türklerin ta Orta Asya bozkırlarında
             etrafımızı saran heyula gibi gökdelenlere rağmen yaşat-  başlattıkları Türk-Altay Felsefesi’ndeki sadelik, sessizlik,
             malıyız. Ayrıca, ‘gökdelenlerdeki birbirlerini tanıma-  saygı anlayışı gibi.
             dan  yaşatan anlayışa’ karşı da mücadele vermeliyiz.
             Sokak ve mahalle kültürüyle yetişenler, yıllardır birbir-  Nice sorunları atlatmış sokaklarımızda, bundan sonra
             lerini tanımış, sevinçlerine koşmuş, acılarını paylaşmış   yapılması gereken sokakları bir baştan bir başa güzelleş-
                                                          tirmek olmalıdır. Evlerin dış görünüşleri, bahçe duvarla-
             insanlardır. Herkes birbirini tanıdığı için akrabalıktan
             öte komşuluklar kurulmuştur. Bu yüzden de ‘günaydın,   rı, bahçe aydınlatmaları, tüm sokağın çiçeklendirilmesi,
                                                          ağaçların budanması ve her apartman çevresinin temiz
             merhaba, iyi akşamlar, nasılsınız, teşekkür ederim’   tutulması, anlayışı yerleşmelidir. Sokaklarımızda boş
             duyguları her sokakta yaşamaya devam etmelidir.
                                                          bulduğumuz her karış yer ağaçlandırılmalıdır. Nihaye-
             Bu sokak kültürüyle yetişenler, sabah saatlerinde ‘gü-  tinde sokaklar bizlerin evleri değil midir? Elbette bu
             naydın’ derken bile komşuyu rahatsız etmemek için   istekler hayata geçmeli, herkes tarafından uygulanmalı-
             sessizce söylerdi. Sabahın erken vaktinde gürültüyle ko-  dır. Apartman yöneticileri bir araya gelerek bu konuları
             nuşma pek hoş karşılanmazdı. Doğrusu da bu değil mi?   gündeme getirip çözümler üretebilir.
             Sokağın ruhunu bilen kişi bir uçtan bir uca seslenmez,   Anadolu’nun her köşesinden, Balkanlar’dan, Kafkas-
             sokağa tükürmez, yere çöp atmaz, evinde işe yaramayan   lar’dan gelerek aynı sokakta kader birliği etmiş güzide
             eşyasını uluorta sokağa bırakmaz, çöpleri toplamaya   insanlarla inancımız odur ki dayanışmayla, ortak değeri-
             gelen görevliye yardımcı olur, otomobilini hızlı sür-  miz olan sokakların güzelleştirilmesi başarılabilir.
             mez, gereksiz yere korna çalmaz, gece yasal olan belirli
             saatten sonra uyuyan insanı rahatsız edici konuşmalar   Birlikte hareket edip elele vererek sokağın ruhu olan
             yapmaz. Şüphesiz, bu yazılı olmayan kurallar, sokağımı-  değerleri yaşatabiliriz. Bu değerler hepimiz için varlık,
             za yabancı olanlar, veya günübirlik gelenler tarafından   uygarlık, hayatta kalma mücadelesidir.


                                                                                            2021/1   91
   88   89   90   91   92   93   94   95   96   97   98