Page 134 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 134
Su istedi. Ev sahibi Ruslardan biri elinde bir bardak suyla ileri
çıktı. Ancak Alman gardiyan daha hızlıydı. Masanın üzerindeki
yanan gazyağı lambasını hızla kaptığı gibi Zoya’nın ağzına
tuttu. Rus, Zoya için yalvarmaya başladı. Alman ona hırlayıp
homurdandı, ancak gönülsüz bir şekilde yol verdi. Zoya iki bar-
dak dolusu su içti. Ardından askerler karargâhta toplandılar,
kızın etrafını sardılar ve eğlenmeğe başladılar. Bazıları onu
yumrukladılar, diğerleri yanan kibritleri çenesi altına tuttular
ve onlardan biri ise Zoya’nın sırtını testereyle kesti.
Askerler yeterince eğlendikten sonra dağıldılar. Gardiyan
tüfeğini hemen ateşe hazır hale getirdi ve Zoya’ya ayağa kalkıp
evden çıkmasını emretti. Onu zorla sokaklarda yürüttü. Sün-
güsü neredeyse Zoya’nın sırtına değiyordu. Dışarısı soğuktu, -
20 derece. Yalınayak, alt giysilerinden başka üzerinde giysisi
olmadan, Zoya, işkencecisi için yeterince soğuk olmaya başla-
yıncaya ve sıcak karargâha dönmek isteyinceye kadar karın
üzerinde yürütüldü. Zoya akşam saat 10’dan sabah saat 2’ye
kadar karargâhta gözaltında tutuldu ve her saat başı gardiyan
onu 15-20 dakika süre için sokağa çıkardı.
Sonunda başka bir gardiyan görev aldı. Bu seferki daha
az kötü ve daha az zalimdi ve Zoya’yı sokağa çıkmaya zorla-
madı. O, Zoya’nın kollarını çözdü. Ev sahiplerinden yastık is-
tedi. Böylece Zoya, oradaki bankın üzerine uzanabildi. Biz
onun uyuyup uyumadığını bilmiyoruz, fakat gece boyunca Zo-
ya’dan bir ses çıkmadığını biliyoruz. Mosmor olmuş, soğuk
çarpmış, donmuş ayakları çok acı vermiş olmalı. Sabah olunca
askerler içeri girdiler. Onlardan biri tekrar Zoya’ya sordu:
– Bize kim olduğunu söyle!
Zoya yanıtlamadı.
– Bize Stalin’in nerede olduğunu söyle! Nerede seni kurta-
134

