Page 129 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 129
Sabaha karşı gelişmeleri aktarmaya da devam eder Sabo.
- Kolumdan yaralandım. Kurşun girip çıktı. Ama ateş ede-
biliyorum. Banyo duvarını bombayla açmaya çalışacaklar.
Katiller sürüsü başını bir direniş üssüne çarpmıştır. Ka-
pıya, tavana yan duvarlara koşturup dururlar.
- Tam açamadılar, orayı yeniden sağlamlaştırdık. Çok sa-
kiniz, çok iyiyiz. Kanımızın son damlasına kadar çarpışacağız.
Zafer direnenlerindir. Her sözcükleri, her haykırışları bunu
kanıtlar. Tekrar tekrar vurgularlar bunu. Saat 07.00’ye yaklaş-
maktadır.
- Tankınızla, topunuzla gelin korkaklar.
- 12 Temmuzlarda, Malatya dağlarında yoldaşlarımız nasıl
gittilerse ölüme, biz de öyle gidiyoruz.
16 Nisan’da başlayan kuşatma ve kuşatmayı kendi çem-
berine hapseden direniş, 17 Nisan’da da sürer. Gün ağarmıştır
artık. Direnişçiler yaralıdır.
Sabo kolundan, sonra bacağından yara alır. Ne ki, silahları
ve sloganları susmaz yine.
Saat 07.00 sıralarında bayrağın hala asılı durduğu pence-
rede zafer işaretleriyle Sabo ve Eda görünür. Bir destanın en
mükemmel tablosunu çizmektedirler adeta… Sabahı, yeni
doğan günü, sosyalizmi, devrimci hareketi, önderliğini ve yol-
daşlarını selamlarlar son kez. O duru sesleriyle bir kez daha
seslenirler pencereden.
- Halkımız, sizin için ölüyoruz.
Bu görüntüyü hiçbir güç, tarihten silemeyecektir artık.
Yaralıdırlar. Direnişlerinin an an tarihe kaydedilmesine
aracılık yapan telefona çok sık gelemezler şimdi.
- Kapıyı bombayla açmak için hazırlık yapıyorlar. Telefon
129