Page 171 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 171
muhalefeti önemli oranda etkisizleştirirken, hemen ardından
susmayan, teslim olmayan, direnişin odağı haline gelen hapis-
hanelere yöneldi. Cuntanın soluğunu enselerinde hissetmele-
riyle beraber çareyi, kapağı yurtdışına atmakta bulanların,
mücadeleyi tatil edenlerin, hapishanelerde de durumu farklı
değildi. Onlar halka güvensizliği, devrime inançsızlığı yaşarken,
yaşadıkları teslimiyete de kılıf aramakla meşguldüler.
Dışarıda cuntayı savaşla karşılayan Devrimci Sol, hapis-
hanelerde de aynı hapishanelerde saldırılar cunta öncesi baş-
lamış, cuntayla beraber giderek tırmanmıştı. Hapishaneler
cephesinde önce Mamak, ardından Diyarbakır düştü. Düşman
sevinç çığlıkları atıyordu. Sıra İstanbul hapishanelerini teslim
almaya gelmişti. İstanbul hapishanelerindeki devrimci tutsak-
lar Nisan ‘81’de Metris’e toplandı ve “Mamaklaştırma” saldırı-
ları başladı…
Devrimci tutsaklar Metris’te düşmanın tüm saldırılarını
boşa çıkarmasını bildi. Açlık grevinden barikatlara kadar birçok
direniş gerçekleştirildi. Cuntanın saldırı politikasının en boyut-
lusu olan Tek Tip Elbise saldırısı gündeme getirildi. Tutsaklar
da açlığa yatırdıkları bedenleriyle cevap verdiler. Ölüm Oruç-
larına yattılar.
‘82-‘83’te peş peşe açlık grevleri yapıldı. İşkence her gün
tekrarlanan bir vahşet boyutundaydı.
1984’ün Nisan’ında Metris büyük bir direnişe, büyük bir
alt-üst oluşa hazırdı. Ve beklenen ilk kıvılcım Metris’in en ber-
bat koğuşlarından B-2 koğuşunda tecritte, 14 tutsak tarafından
çakıldı. 11 Nisan’da B-2’de başlatılan açlık grevine hemen ertesi
gün diğer koğuşlardaki devrimci tutsaklar da katıldı. 13 Ni-
san’da bayanlar koğuşundaki tutsakların da başlamasından
sonra bu kez Sağmalcılar hapishanesindeki tutsaklar da beden-
lerini açlığa yatırdılar. Hapishanelerde süren irade çatışması
en üst aşamasına ulaşmıştı. Gidilecek yol uzun, varılacak hedef
büyüktü. Bunu bilen cunta direnişi daha başında kırmak için
harekete geçti.
171