Page 172 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 172

Tecrit dışındaki koğuşlarda açlık grevine başlayan tutsak-

              lara yöneldi öncelikle düşman. Metris’in o bildik sahneleri ya-
              şanmaya başladı. Koridor eli coplu, şartlanmış bakışlarla her
              an saldırmaya hazır askerlerce doldu. Koğuşlara gelen subaylar

              tek tek isimleri okumaya başladı.
                     Bu bir sürgündü. Tutsaklar Metris’te E Blok’un arka yü-

              zündeki “Sibirya” denen koğuşlara götürülüyordu. Sibirya tüm
              koğuşlardan uzak, suyun akmadığı, elektriklerin doğru düzgün
              yanmadığı, buz gibi soğuğu olan bir yerdi. Böylelikle düşman

              Sibirya’ya topladığı direnişçi tutsakları diğer tutsaklardan ayı-
              rıp tecrit etmiş, aralarına kalın duvarlar çekmiş olacaktı.

                     Direnişi kırmak için saldırdı düşman. Tutsakların üzerin-
              deki giyecek olan ne varsa parça parça edildi. Cop darbeleri al-

              tında deriler soyuldu. Birbirlerine kenetlenen tutsaklar
              sloganlarla cevap verdiler saldırıya. Tüm koğuşlarda “Kahrol-
              sun Faşizm”, “Asker Değil Siyasi Tutukluyuz” sloganları yük-

              seldi. Tüm tutsaklar Sibirya’ya geldiklerinde her türlü saldırıya
              rağmen direnişi sürdürmüş olmanın, saldırıyı tek bir yumruk
              gibi kenetlenerek karşılamış olmanın coşkusu ve güveni içeri-

              sindeydiler. Ve dillerinde yükselen direniş türküleriyle karşıla-
              dılar geceyi…

                     Tecrit koğuşları, gün 1 Mayıs’a dönerken sabaha doğru
              03.00’te açıldı. Kapının açılmasıyla beraber düşman subayı gö-

              rüldü. Başında yeşil beresi, elinde yanan sigarasıyla sırıtarak
              baktı tutsaklara. 21 gündür açlık grevinde olan 14 tutsak
              hemen birbirine kenetlendiler. Fakat bu kez düşman bildik ope-

              rasyonlarından birisi için gelmemişti. Direnişi kırmak için yeni
              yöntemlerle gelmişti. Metris’in celladı olan binbaşı bu kez pa-
              pazlığa soyunmuştu.

                     -Arkadaşlarınız Sağmalcılar’da şekerli su alıyor, siz neden

              almamakta ayak diriyorsunuz, dedi binbaşı yumuşak bir ses
              tonuyla.
                     Tutsakların şeker almadığını bilen binbaşı kendince bu

              taktiğiyle direniş saflarında bir gedik açmaya çalışıyordu. Fakat



                172
   167   168   169   170   171   172   173   174   175   176   177