Page 252 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 252
13 yaşında bir kız, köyün hemen altında iki derenin bir-
leştiği yerdeki çeşmeden kovasına suyun dolmasını beklerken,
birden derenin içlerinden kendisine doğru gelen gerillaları
gördü. Gerillaların elbiseleri de askeri elbise olduğundan kız,
onları asker zannetti. Hemen kovasını alıp geri dönmek için
hızlı hızlı hareket ediyordu ki, gerillalardan en önde yürüyen
ve yüzünde gülüşü hiç eksik olmayan Veysel (Cihan Taçyıldız)
kıza seslendi:
- Bacım, bize bir tas su vermeyecek misin?
Genç kız birden sarsıldı. Kendi kendine olamaz dedi. Ve
asker sandığı gerillalara;
- Abi köyü asker sardı, çabuk buradan gidin, diyebildi. Bo-
ğazı düğümlenmişti, adeta konuşamıyordu. Gerillalar ise kıza
hemen evine gitmesini söylediler.
Gerillalar kuşatılmışlardı. Tam bir çember içerisindeydiler.
Tepelerde ve köyde bulunan askerler tüfeklerini gerillaların
üzerine doğrultmuş, ateş etme emrinin verilmesini bekliyor-
lardı. Tam da bu sırada Komutan Mehmet, müfrezeyi üçe bö-
lerek mevzilenmeleri talimatını verdi. Gerillaların
mevzilendiğini gören düşman, amansızca ateş etmeye başladı.
Gerillalar sağlı-sollu mevzilenmeye çalışıyordu. Ancak
mevzilenecekleri fazla bir yer de yoktu. Düşman ise yoğun bir
şekilde ateş ediyordu. Komutan Mehmet (Ali Özbakır) ve
Hasan (Cengiz Kala) birbirlerini koruya koruya dereden yukarı
çıkıyorlardı. Biri mevzilenip ateş ediyor, diğeri hızla ileriye ko-
şuyordu.
Daha sonra o mevzilenip ateş ediyor, diğeri koşarak iler-
liyor ve mevzilenip ateş ediyordu. Düşmanın atış alanından çık-
malarına 15-20 metrelik bir mesafe kalmıştı. Hasan
mevzilenmiş düşmana ateş ediyordu. Komutan Mehmet bu sı-
rada Hasan’ın yanına ulaşmak için ayağa kalkmıştı ki aldığı
252