Page 253 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 253
kurşunlarla şehit düştü. Hasan ise korunaklı bir yere varmak
için koşarken aldığı bir kurşunla yaralandı.
Yere düşerken silahı elinden fırlayıp uzağa düştü. Düşman
Hasan’ın düştüğünü görünce yeniden taradı. Bir ara ateşi
kesen düşman askerleri mevzilendikleri yerden kalkarak elleri
tetikte ağır ağır Hasan’a yaklaştılar. Hasan halen yaralı yerde
yatıyordu. Silahının kendisinden uzak olduğunu gören askerler
bundan cesaret alarak Hasan’ın yanına geldiler.
Hasan’ın başına gelen askerler sağ olduğunu görünce, as-
kerlerden biri komutanına “Komutanım terörist yaralı ne ya-
palım” diye sordu. Düşman subayı ise bağırarak “gebertin, öyle
getirin” dedi. Bu emri alan düşman askerleri Hasan’ı başına
sıktıkları kurşunla katletti.
Daha aşağıda bulunan savaşçılar çatışmayı sürdürüyordu.
Ama gerillaların cephanesi sınırlıydı. Bu yüzden tek tek ve isa-
betli atışlar yapıyorlardı. Komutan yardımcısı olan Nurten çan-
tasını ve içinde bulunan dokümanları ateşe verdi. Nurten’in
mevzilendiği yerin 30-40 metre altında derenin içinde 5 savaşçı
da mevzilenmiş çatışıyorlardı.
Ancak bu savaşçıların mevzilendiği dere açıktı. Derenin
içerisinde önce Hayri (Mehmet Çolak), daha sonra Mustafa
(Özgür Kılıç), Eda (Behiye Canik), Selçuk (Hasan Aktaş) ve Pe-
rihan (Eylem Yıldız) birer birer vurularak şehit düştüler.
Nurten (Selvi Uzun), Halil (Abdi Şeker), Veysel (Cihan Taç-
yıldız), Avni (Haydar Aydın) ve Ali Hüseyin (Abidin Yıldız) da-
kika dakika küçük derenin içinde çatışmayı sürdürüyorlardı.
Çatışma yaklaşık iki saattir devam ediyordu. Cephaneleri sınırlı
olan savaşçıların birer birer tükendi mermileri. Mermisi biten
Nurten silahını yanındaki taşa vurup parçalayarak slogan ata
ata yürüdü düşmanın üstüne. Diğer dört savaşçının da cepha-
nesi tükenmişti. Tükenen sadece kütüklüklerdeki mermilerdi.
253