Page 210 - Olasılıksız
P. 210

sürekli nevroleptik bir halde tutacağız."
                    "Ama o zaman özgür iradesi olmaz," dedi kızarak Tversky.
                    "Zaten amaç da bu değil mi?"
                    "Evet ama, bir kere bunu yaptık mı geri dönüşü olmaz."
                    "Ölümün de geri dönüşü yok," dedi Forsythe soğuk bir sesle. "Ama Alfa deneğini hallederken bu
               senin için bir sorun olmadı."
                    Tversky kıpkırmızı oldu. "O bir kazaydı...Ben...Beni tehdit mi ediyorsun?"
                    "Neden?" diye sordu Forsythe. "Etmem mi gerekiyor?"
                    Tversky sustu kaldı uzunca bir  süre. Sonunda, "David'de denemeden ilk önce bunu kardeşi
               üzerinde denemeliyiz. Yan etkileri olmayacağından emin olmalıyız."
                    Forsythe başını salladı. "Benim gibi düşündüğüne sevindim."
                    İkisi de bir an için bir şey demedi, bir gerginlik vardı aralarında. Sonunda Tversky konuştu, "Ben
               gidip dinleneceğim," dedi garip bir şekilde. "Bugün uzun bir gündü, yarın da yapmak istediğim birçok
               test var."
                    Forsythe, Tversky'e güvenmediğinden ona  şüpheci gözlerle baktı. Tversky neler  çeviriyordu
               şimdi? Bir an için onu zorla burada tutmayı düşündüyse de bundan vazgeçti. Şimdilik Beta deneği ile
               çalışabilme umudu Tversky'yi kontrol altında tutmaya yeterdi.
                    "İyi geceler sana," dedi Forsythe. "Ben kalıp ikizi hazırlayacağım."
                    Bir an için Forsythe Tversky'nin buna karşı çıkacağını düşündü, ama sanki fikrini değiştirmişti. "İyi
               geceler James. Ben yolumu bulur çıkarım."
                    Kapı kapandıktan sonra Forsythe, Jasper'ı pasif bir nevroleptik durumda tutmak için gerekli olan
               ilaç dozajını hesapladı. Tversky zor adamdı ama haklıydı, bir aksilik çıkıp çıkmayacağını görmek için
               ilk önce bunu ikizin üzerinde denemek gerekirdi.
                    Forsythe konsolundaki birkaç düğmeye basıp bu ilaçları Jasper'a enjekte etmek isteyip
               istemediğini  ısrarla soran makineye sürekli 'evet' cevabını verdi. Ekranda Jasper'ın gözlerinin
               buğulandığını görüyordu, kolundaki kataterden bedenine ilaç yüklenirken sanki odaklanamıyordu. Üç
               saate kalmaz Jasper Caine tamamen yok  olacaktı,  onun yerine  özgür iradesi olmayan, istediklerini
               yaptırabilecekleri, onları dinleyen bir kobay olacaktı.
                    İkiziyle işi bitince, Forsythe Beta deneğine şu anda vermekte oldukları ilaçlara biraz uyuşturucu
               da ekledi. Adamın şiddet eğilimlerini kontrol altında tutmak da gerekiyordu. Forsythe iç geçirdi.
                    Aslında bu ilaçları kullanmadan  deneyleri yapmak daha verimli sonuçlar verirdi, ama Forsythe
               ikizlerin ilaçlara rağmen istenilenleri yapabileceklerine güveniyordu. Eğer yapamazlarsa o zaman da
               Forsythe'ın ekibi ikizlerin beyin kimyasını oluşturacak bir bileşim yaratabilirdi. Tversky de Alfa
               deneğinde bunu yapmıştı zaten. Bunu yapabildiklerinde de ikizlere ihtiyaçları olmayacaktı artık.
                    Nava'yı binaya gelmeden biraz ileride bıraktılar.. Bina sağındaki ve solundaki yedişer katlı
               binalara çok  benziyordu, ama Nava  bunun yanıltıcı olduğunu biliyordu. Beyzbol  şapkasını gözlerini
               gölgeleyecek şekilde indirdi, sigarasından son bir nefes çekti ve sonra da yere atıp ezdi.
                    Yolun kenarına park edilmiş siyah büyük arabanın yanına geldiğinde, eğilip sağ ön lastiğin altına
               baktı. Aynen söz verildiği gibi ihtiyacı olan mallar oraya bırakılmıştı. Kimliği cebine sokuşturdu, bilekliği
               taktı ve girişe doğru gitti.
                    Derin bir nefes alıp dönen koca kapılardan içeri girdi. Lobi baştan aşağı mermer görünümlü
               taşlarla döşenmişti. Güvenliğe doğru giderken  attığı her adım duvarlardan yankılanıyordu. Gece
               bekçisi kadının geldiğini görünce yavaşça elindeki dergiyi indirdi. Sahte kimliğine baktıktan sonra da
               beş saniye kadar sırt çantasını ararmış gibi yaptı.
                    Aynen kadının beklediği gibi, bir tek, açtığı fermuarlı bölmeye baktı. Daha büyük, fermuarla
               kapanmış olan ve içinde bir uyuşturuculu tabanca, iki tane 9 milimetrelik Glock yarı otomatik tabanca,
               üçyüz kadar mermi, bir kutu Freon ve binayı yerle bir edebilecek kadar patlayıcı olan kısma bakmadı




               Saklı Kütüphane                             210                                 www.e-kitap.us
   205   206   207   208   209   210   211   212   213   214   215