Page 83 - Olasılıksız
P. 83
Julia bir şeyler söylemek için başını kaldırdı. Sesi çok cılız çıkıyordu. Petey onu duyabilmek için
başını iyice yaklaştırdı, hatta saçları kızın dudaklarını gıdıkladı. Julia konuştu.
Boyutların hareketini görebiliyor, HerAn değişiyor. Sonunda HerAn onun sözcüklerine uyum
sağlamak için şekil değiştirip, değişirken onu delirtiyor. Bunu kaldıramaz, HerAn gözünün önünde
evrim geçiriyor, o da merkezinde. Çok fazla, hayır, hayır...
Julia nefes verdiğini hissetti, düşünerek... hayır, düşünerek değil bilerek-
HerAn 'in ortasında kendini gördü. Kendini görebildi - zamanı tükendi.
Dayanması gerekiyordu. Yapacak çok şey vardı. Zamanı olması gerekiyordu. Sonra da....
Juiia istediği için Kadın, ona bunu nasıl yapabileceğini gösterdi.
Julia kollarında hareketsiz kalınca Tversky titredi. Nabzını yokladı. Hayattaydı, ama çok zayıftı
nabzı. İlk önce bir göz kapağını sonra da diğerini açınca gözlerinin beyazlarını gördü bir tek. Julia'nın
gözlerini göremiyordu. Onu uyandırmak için yüzüne hafifçe tokat attı, ama bunun bir işe
yaramayacağını biliyordu.
İçgüdüleri ona, Julia'nın artık geri dönüşü olmayacak bir şekilde gittiğini söylüyordu. Onu ameliyat
masasına geri koyup, düşerken başından çıkan elektrotları geri taktı. İlk başta elektrotların
arızalı olduğunu düşündü ama sonra gerçeği anladı: Kızın beyin ölümü gerçekleşmişti. Hiçbir şekilde
hareket yoktu. Julia Pearlman olan bilinçli birey yok olmuştu. Kalbi hâlâ atıyordu, ama beyni durmuştu.
Ne yapacağını kestirebilmek için Tversky çaresizce laboratuvarda etrafına bakındı. Oturup,
derin bir nefes alıp, düşünmek istiyordu, ama zamanı olmadığını biliyordu. Bunu nasıl açıklayacaktı?
Kan ter içinde kaldı, nefes alamamaya başladı.
Duvardaki saate baktı: Saat 11:37'ydl. Hademeler gece yarısına doğru gelirlerdi; yani yirmi
dakikası vardı. Düşünmesi gerekiyordu. Bir ambulans çağırabilirdi. Ne de olsa kız hâlâ hayattaydı.
Belki onu kurtarabilirlerdi. Julia'ya bakınca bunun olmayacağını anladı. Ayrıca, kafasında kalemle
çizilmiş izler vardı hâlâ. Eğer ölürse, otopsi yapar, her şeyi öğrenirlerdi.
Otopsiyi yapanlar kanındaki kimyasalları saptarlardı. Sonrasında da Tversky'nin bu işte parmağı
olduğunu anlamak İçin dahi olmak gerekmiyordu. Ambulansı aradığı anda zaten şüpheli durumuna
düşecekti. Laboratuvardan kaçıp gitmek geçiyordu içinden. Ama güvenlik görevlisini nasıl atlatacaktı?
Tversky'nin gecenin bir vakti binadan çıktığını hatırlardı görevli.
Tanrım. Nasıl buraya gelmişti bu iş? Her zaman çok dikkatli hareket etmişti. Neden ikinci bir plan
yapmamıştı ki? Julia'ya nefretle bakıyordu. Salak orospu bu laboratuvarda ölecekti ve her şeyin içine
edecekti.
Yirmibir dakikası vardı.
Tversky terli elleriyle saçlarını tarayarak, odada volta atmaya başladı. Bunu beceremeyecekti.
Boku yemişti. Tam gelmiş geçmiş en büyük bilimsel deneyi yapmışken, bilimde yeni bir çağ açmışken,
hapse girecekti.
Yirmi dakikası kalmıştı.
Zaman akıp gidiyordu, bir kaçış yolu bulmalıydı. Bir pencere. Pencereye koşup açmaya çalıştı.
Zor açıldıysa da, açıldı sonunda. Pencereden sarkıp altı kat aşağıdaki avluya baktı. Belki bu planı işe
yarardı. Eğer akıllıca davranıp, paniklemezse, belki de işe yarardı.
Lavaboya gidip, ellerini pembe bir temizlik maddesiyle sıvadı. Kadının başındaki izleri silmek
zorundaydı. Başını yıkarken yapması gereken diğer şeyleri düşündü....
On sekiz dakikası vardı.
Hademeler gelmeden önce, kızı temizleyip, yerdeki kusmuğu temizledikten sonra bilgileri de
saklayacaktı. Video çekimini, EEG verilerini, notlarını, her şeyi kopyalayıp silecekti. Sonunda nefesine
hâkim olmayı başardı. Tversky, bir adım geri atarak kadının kafasına baktı. Minik, kıpkırmızı iğne izleri
konusunda bir şey yapamayacaktı. Belki de, kafa üstü çakılırsa, fark etmezlerdi. Böyle olacağını
Saklı Kütüphane 83 www.e-kitap.us