Page 80 - Olasılıksız
P. 80
vardı. Cüzdanını yokladı, içinde sahip olduğu tüm para duruyordu. Bunu yapabilirdi. Yapabileceğini
biliyordu. Eğer oyunu yavaştan alırsa, batacağını hissettiğinde nefeslenirse, kazanabilirdi.
Nikolaev'in yerine gidip de onbirbin dolar kaybetmeden de kendine aynı şeyleri söylemişti. Ama
bu farklıydı. O hayatta bir kere olacak, olasılığı düşük bir şeydi. Öylesine kötü bir deneyimden sonra
şansın kapısını çalması gerekirdi. Bu bir tahmindi aslında. Uzun uzun nefes alıp verdi.
Caine kumar oynamak istemiyordu, ama başka şansı da yoktu. Altı gün sonra Nikolaev'e 2,000
dolar daha vermek zorundaydı ve Caine'in elindeki para da Kozlov'un onu hastanelik etmesini
engellemezdi. Gelecek altı gün boyunca günde 267 dolar kazanırsa bir sonraki taksiti çıkarabilir, hatta
yiyecek alacak 4 dolar kadar parası da kalırdı. Caine'in daha önce şansının yaver gittiği olmuştu. Bir
kumar bağımlısı olduğu zamanlarda, 36 saat süren bir açık poker maratonunda 3,000 doların üstünde
para kazanmıştı.
Bir bağımlı olduğunda.
Komikti bu laf aslında. Sanki şimdi bir kumar bağımlısı değilmiş gibi. Tabii canım. Kumar
alışkanlığından vazgeçmek için gittiği danışman dışında kimseyi kandırdığı da yoktu zaten. Herhalde o
da yutmuyordu Caine'in numaralarını, umurunda da değildi. Nikolaev sağ olsun, Caine sonunda
dersini almıştı. Bu eli oynadıktan sonra, bu hayattan kurtulacaktı. Aklını kullanıp oynarsa her şey iyi
olacaktı.
Borcunu öder ödemez, bu işten elini eteğini çekecekti. Günde beş danışmanlık seansına giderdi,
ne gerekirse yapardı. Biraz tedirgindi; ama yine de kendinden emin adımlar atarak sokağı geçti ve
restorana girdi. Ön kasada çalışan kız, Caine yanında geçip de arka odaya doğru giderken, ona
bakmadı bile.
Kulüp biraz garip bir yerdi, ama Caine, Billy Wong'un şehirdeki en düzgün yerlerden birini
işlettiğini biliyordu. Herkes Billy'nin kardeşi Jian Wong'un dai-lo-dai, patronların patronu, olduğunu
bilirdi. Adam Hayalet Gölgeler'in şefi, New York'taki en kalabalık ve en acımasız Çin çetesinin başıydı.
Uçan Ejderler'le birlikte Hayalet Gölgeler, Çin mahallesindeki her şeyi kontrolleri altında tutarlardı.
Uyuşturucu, kadın ticareti, kumar ve tefecilik onlardan sorulurdu. Yani, Caine'in bir şeyden korkmasına
gerek yoktu.
"Uzun zaman oldu!" dedi Wong Caine'i demir kapının diğer tarafında görünce. Çinli olmasına
rağmen şivesi çok düzgündü. "Haydi gel!" dedi Caine'in omzuna kolunu atarak.
"Seni görmek güzel Billy," dedi Caine gerçekten de böyle hissettiğine şaşırarak.
"Nakdin var mı?" dedi Billy sanki saati soruyormuş gibi normal bir sesle.
"Billy beni bilirsin," dedi Caine,
"Bilirim, ayrıca Vitaly Nikolaev'i de bilirim. Ona yirmibin borcun olduğunu söylüyorlar."
"Faiz dahil onikiye indi ve elimde para var." "Tabii ki var," dedi gözleri parıldayan Bllly. "Ama
baştan söyleyeyim, sana veresiye oynatmam. Kişisel bir şey değil bu."
Caine başını salladı, birden durumunun vahametini anlayınca nefesi daraldı. Nikolaev ve Billy
birbirlerini hiç sevmezlerdi, hatta nefret ederlerdi. Eğer Billy, Caine'in Nikolaev'e borcu olduğunu
biliyorsa, o zaman herkes bunu biliyordu. O zaman da bir tek cebindeki parayla oynayarak kazanmak
zorunda kalacaktı.
"Bugün şanslı hissediyorum kendimi Billy. Veresiyeye gerek olmayacak."
Billy başını eğip güldü. "Neden olsun ki!" Caine'in sırtını sıvazladı. "Ne kadar paran var?"
Caine cebine elini atıp tüm parasını çıkarttı: 438 dolar. Yirmi dolarını ayırıp hepsini saydı. Eğer
işler yolunda gitmezse Cedar's'a gidip iki tek içecekti bununla. Billy, Caine'e fişlerini verdi ve onu bir
masaya yöneltti, hatta otururken sandalyesini bile çekti.
Caine oturduğunda, oyuncular umutla yüzüne baktılar. Karşılarında genç, saf bir borsacı görmek
istiyorlardı; parası çok, deneyimi az olan bir enayi. Caine'i görünce yüzleri asıldı. Oradakilerin çoğu
onu tanımıyordu; ama gözlerinin altındaki morluklardan ve her şeyini yitirmiş bir adam gibi bakan
Saklı Kütüphane 80 www.e-kitap.us