Page 88 - Olasılıksız
P. 88
gidiyordu. O, öldürdüğü biri değildi. Denek masada bilinçsizce yatıyordu zaten. Sonra ona son doz
ilacı da verdi.
Ekranın bir köşesinde EEG'si görülüyordu, dört çizgi yavaşça yükselip alçalıyordu. Başta Teta
dalgaları yükseldi hızla, diğerleri çok az dalgalandı. Sonra EKG birden hareketlendi, tüm dalgalar
tırmandı, tsunami gibi ekranı kapladılar. Kaseti yavaşlattı, gözlerini ekrandan ayırmadı. Nerede hata
yaptığını, ya da neyi doğru yaptığını anlamaya çalışıyordu.
Ama görülecek bir şey yoktu. Olası olmayan sonuçlar gösteren bir EEG çıktısı ve deneğin göz
kapaklarının altında sanki fırlayacakmışçasına hızla hareket eden gözlerini gördü bir tek. Sonra kız
kusup, masadan düştü. Kamerada görünmüyordu artık. Boş metal masa görünüyordu bir tek.
Bir düğmeye basarak videoyu normal hızında çalıştırdı, bir daha son sözlerini duymak istiyordu.
Sesi açtı. Kaydın hışırtısı ile birlikte kızın fısıltısı korkutucuydu. Üç dakika oniki saniye boyunca
konuştu. Konuşması sanki bir dönme dolaptaymış gibi kimi yerde hızlanıyor, kimi yerde yavaşlıyordu.
Bazı söyledikleri anlaşılmasa da bazı kısımları çok açıktı ve her olası durum için ayrıntılı komutlar
içeriyordu. Altı kere dinledikten sonra televizyonu kapattı. Oda birden sessizliğe gömüldü; Alfa
deneğinin ilk sözleri çınlıyordu bu sessizliğin içinde.
Öldür onu. David Caine'i öldür.
Yanlış duyduğunu düşünmek istemişti. Ama fısıltılarını altı kez dinledikten sonra bunu inkar
edemiyordu artık. Eğer bilgiyi edinmek istiyorsa, söylediğini yapmak zorundaydı.
Yalpalayarak masasına gidip, internete girdi. Sayfa önüne çıkınca Google'ın renkli logosunun
altına soruyu yazdı. 0.62 saniye sonra 175.000 dosyadan ilk onu çıktı ekranına. Aynen Julia'nın
söylediği gibi yedinci dosyayı açtı. Sitenin ana sayfasında şöyle yazıyordu:
Bu sitede yer alan bazı bilgiler birçok
federal, yerel ve devlet yasasına aykırı olan
faaliyetlerle ve araçlarla ilgili olabilir. Bu
siteyi tasarlayanlar hiçbir yasanın çiğnen-
mesini desteklememektedirler ve sorumlu
tutulamazlar. Bu dosyalar sadece bilgi vermek
için tasarlanmıştır.
Eğer belgeyi okuduysanız ve şart ve
koşulları kabul ediyorsanız ENTER'ı tıklayın.
Tversky hemen sayfayı açtı. Ekran değişince Tversky okumaya başladı.
Nava, oturunca biraz yaylanan, siyah, Aeron marka sandalyesine gömüldü. Masasının üstünde
duran lambayı yaktı ve çalışma mekanı yumuşak bir beyaz ışıkla aydınlanırken karanlık ofisin geri
kalanı gölgelerle doldu.
Baş parmağını kare cam panele bastırdı. Bir ışık gördü; baş parmağı pembe parlıyordu. Düz
ekranda iki kelime vardı.
PARMAKİZİ ONAYLANDI
Sisteme girebilmişti. Tversky'nin dizüstü bilgisayarından indirilen son verileri okuyarak zaman
kaybetmedi. Bunun yerine sistemde biraz dolaşıp genelde 'rehber' olarak bilinen kısma geldi.
Bu programla tüm veri tabanlarına giriliyordu; CIA, FBI Vatandaşlık ve Göçmen Bürosu, Vergi
Dairesi. Eğer Julia Pearlman'ın söylediği gibi bir adam varsa bu 'Rehber'de çıkacaktı.
Nava soyadının nasıl yazıldığını bilmiyordu o yüzden birkaç giriş yaptı:
Saklı Kütüphane 88 www.e-kitap.us