Page 145 - Makaleler 1. Cilt
P. 145

Balkan Stratejisi                143



          boyutlu dar bir kal›ba girmek zorunda kal›yordu. Ülkeler ya da halklar ara-
          s›nda yüzy›llard›r var olan tüm kültürel, dini, etnik ve ulusal sürtüflme ya
          da dostluklar önemini yitirmiflti. "Birinci Dünya" (Bat› Bloku) ile "‹kinci
          Dünya" (Do¤u Bloku) aras›ndaki rekabet, yegane stratejik endifleydi.
             Özellikle de Balkan Yar›madas› aç›s›ndan durum böyleydi. Bu dev yar›-
          madan›n siyasetini as›rlar boyu belirlemifl olan tüm dini, etnik ve kültürel
          çekiflmeler ya da dostluklar az önce sözünü etti¤imiz anlamda rafa kald›r›l-
          m›flt›. S›rplar, H›rvatlar, Bulgarlar, Arnavutlar, Boflnaklar, Makedonlar, Ro-
          menler, Pomaklar, Türkler, Yunanl›lar, Macarlar, Karada¤l›lar... Tüm bu Bal-
          kan halklar›n›n aralar›ndaki tarihsel pozisyonlar ve bu halklar›n d›fl dostla-
          r› ya da düflmanlar› silinmifl, yerine sadece sosyalizmin farkl› versiyonlar›
          aras›ndaki çat›flmalar konmufltu. Sovyet müttefi¤i olan Bulgaristan ile Ame-
          rikan müttefi¤i olan Yunanistan'›n ya da Çin müttefi¤i olan Arnavutluk'la
          özgün bir sosyalizm versiyonu ile yönetilen Yugoslavya'n›n sürtüflmesi gibi
          siyasi meselelerdi Balkanlar'daki "stratejik" denklemin s›n›rl› unsurlar›.
             Ancak 80'li y›llar›n sonunda So¤uk Savafl aniden bitiverdi. Önce Do¤u
          Bloku'nun sosyalist rejimleri birer birer devrildiler. Bir süre sonra da "Büyük
          Birader" Sovyetler Birli¤i tarihe kar›fl›verdi.
             Ve çok geçmeden çok önemli bir gerçek ortaya ç›kt›: So¤uk Savafl, az ön-
          ce sözünü etti¤imiz dini, etnik, kültürel ya da ulusal kimlikleri ortadan kal-
          d›rmam›fl, hatta biraz olsun bile zay›flatmam›flt›. Sadece bu kimliklerin üze-
          rine yar›m as›rl›k bir perde çekmiflti. Perde y›rt›l›nca, herfley eskisi gibi orta-
          ya ç›kt›. Bir baflka deyiflle, herfley asl›na rücu etti.
             Bunun Türkiye aç›s›ndan anlam› ise, yepyeni bir stratejik ufuk oldu. So-
          ¤uk Savafl'›n dar kal›plar›n›n k›r›lmas› ile birlikte Türkiye'nin de önüne ye-
          ni bir vizyon aç›ld›. Bugün Türkiye, din, etnisite ve kültür gibi kavramlar›n
          çok önemli hale geldi¤i, tarihsel ittifak ve cepheleflmelerin yeniden uyand›-
          ¤› bir Balkanlar'da, Osmanl› ‹mparatorlu¤u'nun do¤al mirasç›s› olarak bü-
          yük bir insiyatif sahibi.
             K›sacas› bir kez daha yeni bir dünya kuruluyor ve Türkiye'nin bu dün-
          yada alaca¤› yer, kimli¤i, kültürü, tarihi ve bunlara ba¤l› olarak gelifltirece¤i
          stratejilerle belirlenecek. ‹flte bu nedenle de, Türkiye'nin gerek devlet gerek-
          se toplum olarak, bir an önce tarihin kendisine yükledi¤i misyonu benimse-
          mesi ve bu misyona uygun bir milli strateji gelifltirmesi gerekiyor.
   140   141   142   143   144   145   146   147   148   149   150