Page 146 - Makaleler 1. Cilt
P. 146
144 MAKALELER -1-
‹lerleyen sat›rlarda önce Balkanlar'daki de¤iflime aç›k siyasi tabloyu in-
celeyecek, sonra da bu tablo içinde Türkiye'nin neler yapabilece¤i yönünde
strateji alternatifleri üretece¤iz.
Harita ve Strateji
Balkanlar'daki duruma gelmeden önce, genel anlamda "haritalar›n de¤i-
flebilirli¤i"ne de¤inmekte yarar var.
‹nsanlar›n büyük bölümünde, içinde bulunduklar› dönemde mevcut
olan ülke s›n›rlar›n›n hiç de¤iflmeyece¤i yönünde bat›l bir inan›fl vard›r. Ha-
ritaya bakt›klar›nda gördükleri dünyan›n, hep öyle kalaca¤›n› san›rlar. Ken-
di ülkelerinin ya da komflu ülkelerin s›n›rlar›n›n sanki hiç de¤iflmemek üze-
re belirlenmifl oldu¤unu düflünürler.
Oysa dünya üzerindeki ülkelerin s›n›rlar› s›k s›k de¤iflir. Bu s›n›r de¤iflik-
likleri ise, ço¤unlukla dünyay› ya da en az›ndan bir bölgeyi köklü bir biçim-
de etkileyen dönüm noktalar› sonucunda olur. Bu dönüm noktalar›n›n mo-
dern ça¤daki en belirginleri Napolyon Savafllar›'n›n ard›ndan gelen Viyana
Kongresi, ard›ndan 1878'deki Berlin Anlaflmas›, sonra da I. Dünya Sava-
fl›'yd›. Bütün bu dönüm noktalar›nda, özellikle de I. Dünya Savafl›'nda dün-
yan›n co¤rafyas› büyük ölçüde de¤iflti. Çok-uluslu imparatorluklar y›k›ld›,
yerlerine (ço¤u yapay olan) ulus devletler kuruldu, özellikle de Ortado¤u ve
Balkanlar'da yepyeni bir harita ortaya ç›kt›. ‹nsanlar›n ço¤u bu savafl sonu-
cunda oluflan haritay› da istikrarl› ve kal›c› bir harita sand›lar, ancak bu ha-
rita da fazla uzun ömürlü olamad› ve II. Dünya Savafl› ile bir kez daha kök-
lü bir de¤iflime u¤rad›. II. Dünya Savafl›'n›n ard›ndan da Bat› ve Do¤u blok-
lar› sabit kald›, ama 1960'larda Üçüncü Dünya'da geliflen dekolonizasyon
dalgas›, ço¤u Afrika'da yer alan onlarca yeni devletin kurulmas›n› sa¤lad›.
Dünyan›n siyasi haritas› radikal bir biçimde bir kez daha de¤iflime u¤rad›.
Pek çok insan sözünü etti¤imiz tüm bu dönüm noktalar›nda dünyan›n
art›k "ideal" haritaya kavufltu¤unu düflündü, ama her seferinde bunun ar-
d›ndan yeni bir dönüm noktas› ve yeni bir revizyon geldi.
Bu tarihsel geliflim bize önemli bir gerçe¤i gösterir: Tarihin hiç bir döne-
minde dünyan›n ideal ve kal›c› siyasi haritas›n›n olufltu¤unu öne sürmek ve
böylece statükonun de¤iflmeyece¤ine hükmetmek mümkün, ya da en az›n-