Page 151 - Makaleler 1. Cilt
P. 151
Balkan Stratejisi 149
nüfuzu korumak için kurmufltur. Benzer bir nüfuz iliflkisi Fransa ile eski sö-
mürgeleri aras›nda da vard›r. Fransa'n›n Cezayir'e ya da Suriye ve Lübnan'a
olan ilgisinin meflruiyet zemini bu tarihsel ba¤d›r. Kuflkusuz e¤er ‹ngiltere
kendi tarihine küsseydi ve imparatorluk oldu¤u zamanlar› reddetseydi, bu
tür bir nüfuz elde edemezdi. Ayn› flekilde Fransa da geçmifline yüz çevirsey-
di, Ortado¤u siyasetinde bugün sahip oldu¤u etkiyi elde edemezdi.
Tarihin bu denli etkili bir stratejik zemin oluflu, Türkiye aç›s›ndan ise bü-
yük bir avantajd›r. Çünkü Türkiye, bugün komflular› olan devletlerin ço¤u-
nu, ve daha pek çok devleti befl yüzy›l boyunca yönetmifl bir imparatorlu-
¤un varisidir. Bu nedenle Türkiye'nin tarihsel kimli¤i, Osmanl› kimli¤idir.
Büyük Önder Atatürk de bu gerçe¤i görmüfl ve dönemin flartlar›n›n izin
verdi¤i ölçüde Osmanl› miras›na sahip ç›km›flt›. Genç Türkiye Cumhuriye-
ti'nin Osmanl› borçlar›n› son kurufluna kadar ödemeyi kabul etmesi ve tüm
ekonomik s›k›nt›lara ra¤men bu borçlar›n ödemelerine sad›k kalmas›, bu-
nun en somut örne¤iydi. Atatürk'ün bu politikas›n›n nedeni, henüz o dö-
nemde Osmanl› miras›n›n Türkiye'nin d›fl politikas› aç›s›ndan büyük bir
stratejik avantaj oldu¤unu görmüfl olmas›yd›. Atatürk, öte yandan, Balkan
Antant› ve Sadabad Pakt› gibi oluflumlarla, eski Osmanl› co¤rafyalar›nda
Türkiye'nin nüfuzunu korumaya çal›flm›flt›. Balkan Antant›, baz› Balkan ül-
kelerini, Sadabad Pakt› ise baz› Ortado¤u ülkelerini Türkiye'nin liderli¤i al-
t›nda stratejik iflbirli¤ine tafl›ma amac›n› güdüyordu.
Tarihsel kimliklerin ve kültürün 1920'lere ya da 30'lara göre çok daha
önemli hale geldi¤i günümüzde ise, Türkiye'nin en önemli stratejik kozla-
r›ndan birisi yine Osmanl› miras›d›r. Türkiye e¤er bir bölge gücü haline gel-
meyi ve Ortado¤u, Kafkasya ve Balkanlar'da bir nüfuz alan› oluflturmay› is-
tiyorsa, bunu, bu bölgeleri, özellikle Ortado¤u ve Balkanlar'› as›rlar boyun-
ca yönetmifl olan Osmanl›'n›n miras›n› kullanarak yapmas›ndan daha rasyo-
nel bir seçim olamaz.
Çünkü bilinmelidir ki Osmanl› miras› sadece nostaljik bir söylem de¤il, si-
yasi, demografik ve kültürel bir gerçektir. Oldukça "elle tutulur" bir gerçek...
Durum, özellikle Balkanlar'da, böyledir.