Page 732 - Yaratılış Atlası 2. Cilt
P. 732
Yeryüzündeki yaflam›n temelini bitkiler oluflturur. Bitkiler hem besin üretmeleri, hem
de atmosferdeki oksijeni sa¤lamalar› nedeniyle canl›l›¤›n vazgeçilmez flart›d›r.
hücrelerinin ökaryot hücrelere ve bu hücrelerden oluşan kompleks canlı-
lara dönüşmesi senaryosunun temelsizliğini şu sözleriyle itiraf eder:
Evrimde açıklanması en zor olan kademelerden biri de bu ilkel canlılardan,
nasıl olup da organelli ve kompleks hücrelerin meydana geldiğini bilimsel
olarak açıklamaktır. Esasında bu iki form arasında gerçek bir geçiş for-
mu da bulunamamıştır. Bir hücreliler ve çok hücreliler bu kompleks ya-
pıyı tümüyle taşırlar, herhangi bir şekilde daha basit yapılı organelleri olan
ya da bunlardan birinin daha ilkel olduğu bir gruba veya canlıya rastlanmamış-
tır. Yani taşınan organeller her haliyle gelişmiştir. Basit ve ilkel formları yoktur. 275
"Evrim teorisinin ısrarlı bir savunucusu olan Prof. Ali Demirsoy'u bu derece
açık itirafları yapmaya iten nedir?" sorusu akla gelebilir. Bu sorunun cevabı, bakte-
ri hücresi ile bitki hücresi arasındaki büyük yapısal farklılıklara bakıldığında açık-
ça görülmektedir:
1) Bakteri hücresinin hücre duvarı, polisakarid ve proteinden oluşurken, bit-
ki hücresinin hücre duvarı bunlardan tamamen farklı bir yapı olan selülozdan
oluşur.
2) Bitki hücresinde zarla çevrili, son derece kompleks yapılara sahip pek çok or-
ganel varken, bakteri hücresinde hiç organel yoktur. Bakteri hücresinde sadece serbest halde dola-
şan çok küçük ribozomlar vardır. Bitki hücresindeki ribozomlar ise daha büyüktür ve zarlara bağlıdır.
Ayrıca her iki ribozom tipi de farklı yollarla protein sentezi gerçekleştirir.
3) Bakteri hücresindeki ve bitki hücresindeki DNA'ların yapıları birbirlerinden farklıdır.
4) Bitki hücresindeki DNA molekülü çift katlı bir zarla korunurken, bakteri hücresindeki DNA mole-
külü hücre içerisinde serbest durmaktadır.
5) Bakteri hücresindeki DNA molekülü biçim olarak kapalı bir ilmik görünümündedir, yani dairesel-
dir. Bitki hücresindeki DNA molekülü ise doğrusal biçimdedir.
6) Bakteri hücresindeki DNA molekülü tek bir hücreye ait bilgi taşırken, bitki hücresindeki DNA mo-
lekülü, bitkinin tümüne ait bilgileri taşır. Örneğin meyveli bir ağacın kökleri, gövdesi, yaprakları, çiçekle-
ri ve meyvesine ait tüm bilgiler, ağacın tüm hücrelerinin her birinin çekirdeğindeki DNA'da ayrı ayrı bu-
lunmaktadır.
7) Bazı bakteri türleri fotosentetiktir, yani fotosentez yaparlar. Ancak bitkilerden farklı olarak bakteri-
ler hidrojen sülfit ile sudan ziyade, başka bileşikleri kırar ve oksijen bırakmazlar. Ayrıca fotosentetik bak-
terilerde (örneğin cyano bakterisinde) klorofil ve fotosentetik pigmentler, kloroplast içinde bulunmazlar.
Bunlar hücrenin içinde çeşitli zarların içine gömülü olarak dağılmışlardır.
9) Bakteri hücresi ile bitki/hayvan hücresindeki mesajcı RNA'ların biyokimyasal yapıları birbirlerin-
den oldukça farklıdır. 276
Hücrenin yaşayabilmesinde mesajcı RNA son derece hayati bir görev üstlenmiştir. Ancak mesajcı RNA
hem ökaryot hem de prokaryot hücrelerde aynı hayati görevi üstlenmiş olmasına rağmen, biyokimyasal
yapıları birbirlerinden farklıdır. Science dergisinde yayınlanan bir makalesinde Darnell konuyla ilgili ola-
rak şöyle yazar:
Mesajcı RNA oluşumunun biyokimyasında ökaryotlar ve prokaryotlar kıyaslandığında fark o kadar büyüktür
ki, prokaryot hücreden ökaryot hücreye evrim olası değildir. 277
Yukarıda birkaç örneğini verdiğimiz bakteri ve bitki hücreleri arasındaki büyük yapısal farklılıklar, ev-
rimci biyologları büyük çıkmaza sokmaktadır. Bazı bakterilerin ve bitki hücrelerinin sahip oldukları ortak
yönler olmasına rağmen, bu yapılar genel olarak birbirlerinden oldukça farklıdır. Bu farklılıklar ve hiçbir
fonksiyonel "ara form"un mümkün olmaması, bitki hücresinin bakteri hücresinden evrimleştiği iddiasını
bilimsel yönden geçersiz kılmaktadır.
730 Yarat›l›fl Atlas› Cilt 2