Page 202 - Sayın Adnan Oktar ve Arkadaşlarımıza İsnat Edilen Suçlamalar ve Cevapları
P. 202

SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARIMIZA İSNAT EDİLEN SUÇLAMALAR VE CEVAPLARI

               baskı ve telkinler kimi zaman bizzat müştekiler tarafından kimi zaman da iş birliği yaptıkları bazı
               avukatlar tarafından yapılmaktadır. Bahsettiğimiz bu tehdit ve baskılar yaklaşık 8 aydır sürekli
               olarak yapılmakta ve masum insanlarkanunsuz bir biçimde  korkutulmaktadır. Bu baskı ve tehdit-
               leri yapan müştekiler, müştekilerin destek aldığı bazı kişiler ve avukatlar hakkında bugüne kadar
               çok sayıda suç duyurusu, baro şikayeti ve bakanlıklara bildirimler yapılmıştır. Hukuki süreçler ha-

               len devam ettiği için ilgili kişilerin isimlerini şu aşamada söylememiz uygun olmayacaktır. Ancak
               talep edildiği takdirde yapılan tüm hukuki başvuruları, isimleri ve konularıyla birlikte tarafınıza
               ulaştırabiliriz. Bu baskı ve tehditlerin yanı sıra, hukuksuz tutuklamalar, cezaevlerindeki kötü ve
               sağlıksız koşullar, emniyetsiz ortamlar, baskıcı uygulamalar, basın ayağıyla bu tuzakların destek-
               lenmesi ve ülkeyi huzursuzluğa iten 28 Şubat tarzı habercilik anlayışı ile oluşturulan linç ortamı
               sahte itirafçı yani İFTİRACI devşirmede uygulanan temel fiziki yöntemlerdir.
                  İnsan hak ve özgürlüklerini hiçe sayan bu fiili hukuksuzlukların yanı sıra, psikolojik

               yöntemler de sahte “itirafçı” devşirmede yoğun biçimde kullanılmaktadır:

                  Tutukluları, “çok uzun süreli mahkumiyetler alacakları, ölene kadar hapislerde çürüyecekleri”,
               “ailelerinin ve yakınlarının zarar görecekleri”, “toplum içindeki itibarlarının yok edileceği”, “tüm
               para, mal, mülk ve birikimlerini kaybedecekleri”, “ticari ve sosyal hayatlarının biteceği” şeklin-
               deki tehditlerle yıldırma ve korkutma çalışmaları da psikolojik yöntemlerin başlıcalarıdır. Bunu
               yapanlar bizzat müştekilerden bazıları ve onlarla bağlantılı olan avukatlardır. Bununla ilgili delil
               niteliğinde fotoğraflar, cezaevi güvenlik kamerası kayıtları, tutukluların ve tehdit edilen ailelerin
               verdikleri şikayet dilekçeleri elimizde bulunmaktadır.

                  Tutuklulara bir süre bu ağır ve zorlu koşullar yaşatıldıktan sonra, “bu ortamda ölene kadar kal-

               mak istemiyorsan bizim istediğimiz yönde açıklamalar yapar, (yani arkadaşlarına iftira atarsın),
               istediğimiz ifadeleri de imzalarsın” teklifi gelmektedir. İradesi yok edilen sözde itirafçı, sayfalar
               dolusu ifadeler vermektedir. Bunların hepsinin 50,100,150 sayfa sözde “itiraf” yazmaları ortada
               bir yönlendirme ve zorlama bulunduğunun açık delilidir. Hangi insan, ağır bir baskı altında olmasa
               150 sayfa yazı yazabilir? 1-2 kişinin bu şekilde yazdığını düşünelim bu durumda kimilerinin 5-10
               sayfa kimilerinin ise 20-30 sayfa yazması beklenecekken tüm sahte itirafların 100-150 sayfa yazıl-
               ması ortada bir yönlendirme olduğunun açık bir göstergesidir. Bir insandan hayatındaki uzun bir
               dönemi yazmasını isteseniz, yazabileceği sayfa sayısı muhtemelen 15-20 sayfadan ibaret olacaktır.
               Sözde itirafçıların her birinin 100-150 sayfa yazması belli bir baskı altında olduklarını ve hürri-
               yetlerine kavuşmak ve ağır cezaevi koşullarından kurtulmak için kendilerinden istenilen bütün
               itirafları kabul edip kaleme aldıklarını göstermektedir.

                  Eski dönemde, gözaltındakilere hayali suçlar yüklemek ve sahte itiraflar yaptırmak için uygula-
               nan klasik “İŞKENCE”nin yerini bugün, hukuksuz gözaltı ve tutukluluklar, ağır tutukluluk koşulla-
               rıyla iradeyi kırma teknikleri almıştır.

                  İşkencenin yöntem ve formatı değişmiştir. Amaç ve zihniyette ise hiçbir fark yoktur. Bu
               işkence tekniği ne yazık ki devletimizin tüm tedbirlerine rağmen hala deşifre olmamış bazı
               kripto FETÖ’cüler tarafından uygulanmakta ve yaşatılmaktadır.


                  Normal yaşamlarını sürdürürken birden tutuklanarak özgürlüklerini, eski yaşam standartla-
               rını kaybeden, işleri bozulan, yapmaları gereken ödemeleri yapamadıkları için hacizlere maruz
                                                          202
   197   198   199   200   201   202   203   204   205   206   207