Page 204 - Sayın Adnan Oktar ve Arkadaşlarımıza İsnat Edilen Suçlamalar ve Cevapları
P. 204

SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARIMIZA İSNAT EDİLEN SUÇLAMALAR VE CEVAPLARI
                      mayan, soruşturma sonunda aklanması da olanaklı bulunan tutuklu, konulduğu tutukevinin
                      koşulları içinde, yoksun bırakıldığı kişi özgürlüğünün yanı sıra Anayasaca güvence altına

                      alınmış diğer hak ve özgürlüklerinden de, değişen ölçülerde, yoksun kalır; İstediği yere gi-
                      demez, istediği işi yapamaz, istediğiyle istediği gibi haberleşemez, istediği yerde oturup ya-
                      tamaz, istediğini okuyup yazamaz, iletişim araçlarından istediğince yararlanamaz, istediği
                      gibi davranamaz, Daha bir çok mez, maz.

                         Tutuklu; konulduğu koğuşun kirli duvarları arasında, üst üste bir yaşamı paylaşmak; kirli,
                      kokulu, küfürlü, gürültülü, dumanlı, oksijensiz bir havayı solumak; ne olduğu belirsiz kişi-
                      lerle konuşmak; biriyle yatağı paylaşmak; gözünü yakan ampul ışığında sabaha dek horul-
                      tuları, öksürmeleri, inlemeleri, bağırtıları, fısıldaşmaları dinlemek; gün boyu gardiyanların,
                      sabıkalıların, meydancıların, zorbaların, avantacıların isteklerini, kaprislerini göğüslemek;
                      havalandırmanın ayazına, sıcağına, ıslaklığına, bulabildiği ile karnını doyurmaya, helada yı-
                      kanmaya, daha nice saymakla bitiremez duruma katlanmak zorundadır.

                         Tutuklama; tutukluya uygulanan rejim ve içine konulduğu yer nedeniyle tutuklu üzerinde
                      ruhsal, bedensel ve düşünsel etkiler yaratır; tutuklunun aile, iş ve çevre ilişkilerini bozar. Kimi
                      kez, sonradan düzeltilmesi ve onarılması olanaksız yitimlere, ruhsal ve bedensel hastalıklara,

                      mali çöküntülere, ailevi çözülmelere yol açar.
                         Bütün bunları gözeterek “Tutuklamayı isteyen avukat ve savcıları, tutuklama kararı ve-

                      ren ve bu kararları itiraz üzerine inceleyen yargıçları, ta mesleklerinin başında, belirli sü-
                      relerde, sıradan kişiler gibi ansızın alıp tutukevlerine koymalı ve böylece oradaki yaşamı
                      göstermeli, duyumsatmalı; insanlar çabuk unutuveren bir yapıda olduklarından, zamanla
                      değişen koşulları da görmeleri ve öğrenmeleri için, belirli aralarla bu uygulamayı yinelemeli”
                      diye düşünürüm hep .”
                                         5




                  Uzman Psikolog Simay Okşan Oral’ın “Stres ve Cezaevi Yaşantısı” adlı makalesi de, tutukluların
               yaşadıkları psikolojik sorunları ve ruh hallerini ortaya koyması açısından çok önemli bir eserdir.

                  Sayın Simay Okşan’ın makalesinde yer verilen bilimsel verilere göre, özellikle daha cezası ve
               hatta neyle suçlandığını dahi bilmeyip mahkeme sürecini bekleyen tutuklular;

                   •  Geleceklerini belirsiz görüp büyük bir stres yaşamakta,

                   •  Yaklaşan duruşmaların yarattığı gerginlik kişileri zihinsel ve duygusal olarak yıpratmakta,

                   •  Tutukluğa kadar kazanılmış tüm değerlerin kaybedilmesi endişesiyle birlikte özgürlüğe
                      bir daha kavuşamama stresi kişilerde ağır travmalara neden olmakta,

                   •  Tutuklular yalnızlık sendromuna kapılmakta,

                   •  Sağlık problemleri olanlar hastalıkları karşısında çaresiz kalacaklarını düşünmekte,

                   •  Yaşadıkları ve muhtemel yaşayacakları ortam kendilerini ürkütmekte,

                  5     Ankara  Cumhuriyet  Savcısı  Cahit  Yahşi,  “Tutuklama  Üzerine”,  Türkiye  Barolar  Birliği  Dergisi,
               1991/1, s: 101. http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m1991-19911-1017

                                                          204
   199   200   201   202   203   204   205   206   207   208   209