Page 155 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 155

SEKİZİNCİ  LEM’A                                                                                               157



                                  LÂTİF BİR TEFE'ÜL

                  Şeyh  Sa'di-i  Şîrâzînin  "Bostan"ından  Sözler  hakkında  ben,  Hâfız
           Hâlid, Galib, Süleyman niyet edip açtık, tefe'ül bu çıktı:

                                               ۞

                                             ۞


                  Meâli:  Yâni  "Gel,  bak,  güller  bağı  şeklinde  Hakikat  Gülleri
           açılmış.  Böyle  Hakikat  bahçesinde  hiç  bir  bülbül,  böyle  şirin,  hoş
           nağme  etmemiştir.  Nasıl  oluyor  ki,  böyle  bir  bülbül  öldükten  sonra
           Onun kemiklerinden Güller açılmasın."

                  Bu  meâl,  maksadımıza  o  kadar  yakındır  ki  tâbire  lüzum  yoktur.
           Yalnız gülistanımız; ebedî Kur'an Cennetindendir, Ondan gelmiştir.

                      Mehmed, Tevfik, Galib, Süleyman, Hâfız Hâlid, Said (R.A.)

                                           * * *






                  Gavs,  meşhur  Kasidesinde  -Sarahat  derecesinde-  bizlerden,  yâni
           Hizb-ül-Kur'andan  haber  verdiği  gibi,  daha  bir  kaç  yerde  yine  işârî  bir
           tarzda  haber  veriyor.  Ezcümle,  o  Kasidenin  arkasında  "Mecmuat-ül-
           Ahzab"ın 563'üncü sahifesinde, yine o malûm Müridinden bahsediyor ve
           beytinde diyor ki:
                                                                 ِ
                   ِ
                                              ِ
                                 ِ
                  هث   غَا   مىاَط  ِرحب ف ٍراَغ وَا  ٍ برغب وَا  ٍ قر َ ْ  ِ      بِ     ناعد  اذا   ى   دي رمف
                                                                         َ
                 ُ ْ
                                                                َ َ
                                                            َ
                                       ْ
                             ْ َ
                                            ْ َ ْ
                                                                       ُ
           "Garbda beni çağırdığı vakit, Onun imdadına yetişeceğim." Evet doğrudur.
           Arabî  tarih  ile  bin  üçyüz  otuzdokuzda  müthiş  bir  Buhran-ı  Ruhî  ve
           dehşetli bir Heyecan-ı Kalbî ve dağdağalı bir
   150   151   152   153   154   155   156   157   158   159   160