Page 156 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 156

158                                                                                   SİKKE-İ TASDÎK-I GAYBÎ


          Teşevvüş-ü  Fikrî  geçirdiğim  sıralarda,  pek  şiddetli  bir  surette  Hazret-i
          Gavs'dan  istimdad  eyledim.  Bir-iki  yerde  bahsettiğim  gibi,  "Fütuh-ül-
          Gayb"  Kitabı  ile  ve  Dua  ve  Himmetiyle  imdadıma  yetişti  ve  o  buhranı
          geçirdim.  İşte  o  Müridi  ise, bîçare Said-ül-Kürdî olduğunu meşhur Kasi-

          desinde  kat'î  gösterdiği  gibi,  bu  Kasidede  de  ى   د ي رم   ف  den  murad  odur.
                                                             َ
                                                           ُ
                    ِ
          Çünki  ٍ برغب       ناعد ebced hesabiyle bin üçyüz otuzdokuz eder. O zaman
                  ْ َ
                          َ َ
          memleketime  nisbeten  garb  sayılan  İstanbul'da  idim.   ٍ بر َ ْ  ِ        غب     ناعد
                                                                            َ َ
                                                                        ِ
          makam-ı ebcedîsi zaman-ı istimdadıma Tevafuk ediyor. Hesabda اذا  Lâfzı
                                                                       َ
                               ِ
                                                           ِ
          dahil  olmaz.  Çünki  اذا    zamanı  gösteriyor,   ٍ برغب         ناعد  Cümlesi  o
                              َ
                                                         ْ َ
                                                                 َ َ
          mübhem zamanı tâyin ediyor.

                 Hem  ezcümle,  "Mecmuat-ül-Ahzab"ın  ikinci  cildinin  379'uncu
          sahifesinde  Hazret-i  Gavs'ın  "Vird-ül-İşâ"  namındaki  Münâcâtında  şu
          Fıkra var.
                    ۞
                                         ِ
                                                   ِ
                                                                      ِ
           (Hâşiye:1)  برقم       ْلا    دي ع   سلا  وه ةم   َلاس لا ِلحاس    ِ     ٰ لٰا(Hâşiye)  لصاو   ْلاف
                              ُ
                                                                    ُ
                      ُ  َّ َ  ُ  َّ  َ ُ َ  َّ       َ                    َ َ
                                                     ِ
                            َّ
                          بذعمْلا و دعبمْلا  ِ قَّشلا وه     كَلاهْلا وذ و

                                                            ُ َ
                          ُ  َ ُ  َ ُ َّ َ ُ     َ ُ    َ
                                                           ِ
                 İşte Gavs'ın şu Fıkrası,    دي عس    و        ِ ق      ش  مهنمف  Âyetinin bir nevi
                                                       ْ ُ ْ َ
                                        ٌ
                                                    َ ٌّ َ َ
          Tefsiridir.  Şu  küllî  Âyetin  bir  kısım  efradını,  altıncı  asır  ve  ondördüncü
          asırda Âyetin külliyetinde dahil bir kısım efrad-ı mahsusayı irae ettiğine
          müteaddid emareler var. Âyetin külliyetinde
                 ------------------
                   ِ
          (Hâşiye):    ُ لصاوْل ا َ ف    Kelimesi-  müteaddi  olmak  cihetiyle-  Sözleriyle  Selâmete  isal  edici
                     َ
          demektir.
          (Haşiye-1):  بر َ ق   مْلَا  müşedded ر bir sayılsa Üstadımızın lâkabı olan "Ennursi" Kelimesinin
                   ُ  ُ َّ
          aynıdır. Yalnız atf için: واو var. Tam Tevafukla mukarrebden murad Nurslu olduğunu gösteriyor.
            بر   َ قمْلَا de şeddeli ر iki sayılsa "Bediüzzaman Nursi" ى-i muhaffefle aynıdır. Yalnız iki fark
             ُ َّ
          ُ
          var. İki ء -i vasl sayılsa tam tamına Tevafukla  بر َ قمْلَا doğrudan doğruya ona işaret ediyor.
                                            ُ  َّ ُ
                                                       Şamlı Tevfik, Süleyman, Ali
   151   152   153   154   155   156   157   158   159   160   161