Page 264 - Risale-i Nur - Mesnevi-i Nuriye
P. 264

FİHRİST                                                                                                                 267


          Risalenin münderecatından şems gibi nurlu kamer gibi parlak bir misali şudur:
          Kur'an-ı  Hakîm  Kâinatdaki  insana  raci'  ve  menfaatli  olan  eşyayı  ihtar  için
          Zikrediyor.  Yoksa  Kur'an-ı  Hakîm'in  o  beyanatı  yalnız  o  faidesine  inhisar
          etmiyor.  Çünki  insan  kendisiyle  alâkası  olan  ve  faidesi  dokunan  bir  zerreye,
          kendisi ile alâkası olmayan bir şems'den ziyade ehemmiyet verir. Meselâ:

                          ي ِ
                 ِ
                                                      ِ
            باسحْلاو            يْنسلا             ددع         اومَلعتل ِ        ۞      َلزانم    ه        انرَّدق          رمقْلاو
                                              َ
                                                                  َ
                       َ
                                  َ َ َ
                                                        َ َ
            َ َ     َ      ِّ             ُ ْ                  َ ْ ُ  َ َ َ َ
          Yani,  kamerin  küre-i  arz  etrafında  devrinin  Cenab-ı  Hak  tarafından  takdir
          edilmesinin pek çok Hikmetlerinden bir Hikmeti de beşerin günlerini, aylarını,
          senelerini hesab etmesi, bilmesidir. Yoksa kamerin takdiri, bizce çok lüzumlu
          bulunan  bu  faidesine  inhisar  etmez.  Hâlık-ı  Zülcelal'in  Esmasına  âyinedarlık
          eden binler Hikmetleri daha var.
                 Bu  kıymettar  Risalenin  âhirinde,  altı  katrede  İ'caz-ı  Kur'anı  hülâsa
          eden küçük fakat o nisbette şümullü bir Risale vardır.
                 MU'CİZE-İ  KÜBRADAN  BİRKAÇ  KATREYİ  TAZAMMUN
          EDEN ONDÖRDÜNCÜ REŞHA … … … … . … … … … 230-235
                 Peygamber  Aleyhissalâtü  Vesselâm'ın  Risaletinin  Hakkaniyetine  bir
          delil de Kur'an-ı Mu'ciz-ül  Beyan'dır.. Kur'an-ı Hakîm'in kırka yakın vech-i
          i'cazı,  Lemaat  ve  İşarat-ül  İ'caz  Tefsirinde  beyan  edildiğinden  onlara  havale
          ederek Birinci Katre nihayet bulur.
                 İkinci Katre'de: Yirmibeşinci Söz'de Zikredilen "Kur'an Nedir?" diye
          olan tarifin kısa bir Arabcası vardır.
                 Üçüncü  Katre:  Altı  Noktadır.  Üçüncü  Noktasında:  Nasılki  insan
          muhtelif hacat-ı cismaniyeye muhtelif vakitlerde muhtaçtır...  Meselâ: Havaya
          her an, hararete, suya her vakit, gıdaya her gün, ziyaya her hafta muhtaçtır.
          Öyle  de  hacat-ı  maneviye-i  insaniye  de  muhteliftir.  Bir  kısmına  her  an

                                                                    ِ
          muhtaçtır. Lafzullah gibi. Bir kısmına her vakit muhtaçtır.  لِلّا   ِم        ب gibi. Bir
                                                              ه
                                                                   ْ



                                             ٓ ِ
          kısmına her saat muhtaçtır.  لِلّا     َّلاا ِ    َ   هىلا  َلا      gibi. Ve hâkeza kıyas et.
                                     ه
                 Dördüncü Katre: Altı Nüktedir. Beşinci Nüktesinde çok Âyet-i Kerime
          bulunmasından; ve orası da izah makamı olmadığından Mu'cizat-ı Kur'aniyeye
          havale edilerek o nükte tayyedilmiştir. Bazan bir Harf-i Kur'anîde, Kur'an'ın
          İ'cazını isbat eden bu Risale ve arkadaşları olan "İşarat-ül İ'caz" ve "Mu'cizat-
          ı Kur'aniye" Risaleleri Kur'an-ı Hakîm'in birer Elmas Kılıncıdırlar.
                 Altıncı Katre: Belâgat-ı Kur'aniyenin bir Sırrını keşfederek; ediblerin
          "Unzur ilâ men kale" yani "kim söylemiş" demelerine mukabil "Unzur ilâ men
          kale ve limen kale ve lima kale ve fima
   259   260   261   262   263   264   265   266