Page 262 - Risale-i Nur - Mesnevi-i Nuriye
P. 262

FİHRİST                                                                                                                 265

                 8- ZERRE … … … … ….… … … … … …. … 180-191

                 Şeytanın  ve  ehl-i  ilhadın  bazı  vesveselerini  tard  eden  müteferrik
          mes'elelerden  bahseden  hârika  ve  fevkalâde  bir  Risale  olup  iki  kısımdan
          ibarettir.
               İman  ve  Ahlâkiyatı  ve  vesveselerin  izalesini  ve  insandaki  teşahhusat-ı
          vechiyenin   Hikmetini   beyan    eden    İ'lem'ler   bu   Risalenin
          münderecatındadır. Bir İ'leminde
                         ِ ِ
                                    ِ
               ِ
                                                   ِ
                                                                        ِ
                                           ِ
               مُكنو       و     ْلَا    مُكتنسْلَا     ف ى لاتخاو          ضرَلاْاو    تا   و   مسلا     قْلخ  ِ ي  ى      ىا   ي ا   ت   ه      نمو
                          َ
                                                               َ
                 ى
                      ْ َ
             ْ
                                                       ى َّ َ
                                                                       ْ َ
                                                َ
                                ُ
                                     ْ َ
                                                             ُ
                                             ْ
          Âyetinde  Zikredilen  Semavat  ve  Arzın  Hilkati  ve  beşerin  lisan  ve
          renklerinin  ihtilafı  Cenab-ı  Hâlık-ı  Zülcelal'in  Âyetlerinden  olduğunun
          Hakikatını gayet güzel bir tarzda beyan ediyor. Diyor ki:
                 "Bütün  beşerin  Esasat-ı  Azada  ittifakı,  Sâniin  Vahdetine;
          Teşahhusat-ı  Vechiyede  temayüzü,  Sâni'in  Muhtar  ve  Hakîm  olduğuna
          gayet  bahir  ve  zahir  delildir"  der  ve  isbat  eder.  Beşerin  birbirinden
          teşahhusça  farklarının  Hikmetini  ve  diğer  mahlukatta  bu  temayüzün
          ferden  ferda  olmayıp  nevi  nevi  oluşu  Hikmetin  öyle  iktiza  ettiğini  izah
          ediyor.
                 Başka  bir  İ'lemde,  şeytan-ı  insî  ve  cinnînin,  bakaranın  bâtınen
          gayet mükemmel, zahiren miskin oluşu hakkındaki bir vesvesesini tardeder
          ve der ki: "Ey şeytan-ı cinnîye Üstad olan şeytan-ı insî! Eğer her şey, her
          şeyi maslahat miktarıyla ve lâyık-ı vechile yapan Kadîr-i Ezelî'nin san'atı
          olmasa idi, senin eşeğinin kulağı senden ve senin Üstadlarından daha akıllı
          ve  daha  hâzık  olması  lâzım  gelirdi."  diye  insî  ve  cinnî  şeytanların
          vesveseleri  yüzlerine  çarpılarak;  bakaranın  yani  ineğin  dâhilinin  mutlak
          olduğunun ve haricinin mukayyed oluşunun Hikmetini aklen ve ilmen gayet
          mukni bir surette beyan eder.
                 Ahlâka  dair  bir  İ'lem'inde  der  ki:  "Ey  fâsık!  Bil  ki  medeniyet-i
          sefihe  öyle  müdhiş  bir  riyayı  ibraz  etmiş  ve  meydana  çıkarmış  ki,  ehl-i
          medeniyetin ondan kurtulması mümkün değildir. Çünki ehl-i medeniyet o
          riyaya şan ve şeref namını vermiş. İnsanı şahıslara karşı riyakârlığa bedel
          unsurlara ve milletlere ve devletlere karşı riyakârlığa teşvik etmiş ve tarihi
          onlara müşevvik ve alkışçı ve cerideleri de, yani gazeteleri de dellâl yapmış.
          Ölümü  unutturup  (güya)  unsurları  içinde  bir  hayatları  var  diye  zaman-ı
          cahiliyetteki  gaddar  zalimlerin  desiseleri  nev'inden  bir  desise  ile  beşeri
          tasannu  ve  riyakârlığa  sevk  etmiştir."  Ne  kadar  okunsa  okunmağa  lâyık
          olan  bu  Risale  dahi,  bir  istiğfar  ve  Hazret-i  Mevlâna'nın  bir  beytiyle
          nihayet bulmuştur.
                 9- ŞEMME … … … … … … … … … … … ... 192- 203
   257   258   259   260   261   262   263   264   265   266