Page 356 - Risale-i Nur - Şualar
P. 356

358                                                                                                                                    ŞUÂLAR


              İ k i n c i   E s a s : Madem bir şeyi reddetmek başkadır ve onun ile
          amel etmemek bütün bütün başkadır. Ve her hükûmette şiddetli muhalifler
          bulunur ve mecusi hâkimiyeti altında Müslümanlar ve Hükûmet-i İslâmiye-
          i Ömeriyede yahudiler ve hıristiyanlar bulunması ve asayişe ve idareye iliş-
          meyenin hürriyet-i şahsiyesi her hükûmette vardır ve ilişilmez ve hükûmet
          ele bakar, Kalbe bakmaz. Ve madem asayişe ve idareye ve siyasete ilişmek
          isteyen  herhalde  hiç  şübhesiz  gazetelerle  ve  dünya  hâdisatı  ile  alâkadar
          olacak, tâ kendine yardım eden cereyanları ve vaziyetleri ve hâdisatı bilsin,
          tâ  yanlış  ayağını  atmasın.  Ve  Risale-i  Nur  ise;  Şakirdlerini  o  derece
          men'etmiş ki, benim yakın dostlarım biliyorlar ki; yirmibeş senedir değil
          gazeteleri okumak, belki sormasını ve merak etmesini ve düşünmesini bana
          terkettirmiş.  Şimdi  on  senedir,  kat'iyyen  dünya  cereyanlarından  ve
          vaziyetlerinden,  Alman'ın  mağlubiyeti  ve  bolşevik'in  istilasından  başka
          hiçbir haber almayacak derecede beni hayat-ı içtimaiyeden çekmiş. Elbette
          ve  elbette,  hikmet-i  hükûmet  kanun-u  siyaset  ve  düstur-u  adalet  bana  ve
          benim  gibi  Kardeşlerime  ilişemez  ve  ilişen  herhalde  ya  evhamından,  ya
          garazından veya inadından ilişir.

              Ü  ç  ü  n  c  ü    E  s  a  s:  Sâbık  mahkememizde  bir  müddeiumumînin
          yanlış bir mana ile Beşinci Şua'ya dair suallerinde kanun hesabına değil,
          belki  bir  ölmüş  şahsın  dostluğu  taassubu  hesabına  manasız  ve  lüzumsuz
          itirazları sebebiyle bu gelecek uzunca tafsilâtı vermeğe mecbur oldum.

              E v v e l â : Bu Beşinci Şua'yı hükûmetin eline geçmeden evvel biz
          mahrem  tutuyorduk.  Hem  bütün  taharrilerde  bende  bulunmadı.  Hem
          maksadı  yalnız  avamın  İmanlarını  şübhelerden  ve  müteşabih  Hadîsleri
          inkârdan  kurtarmaktır.  Dünya  cihetine  üçüncü,  dördüncü  derecede,
          dolayısıyla  bakar.  Hem  verdiği  haberler  doğrudur.  Hem  ehl-i  siyaset  ve
          dünya ile mübareze etmiyor, yalnız ihbar eder. Hem şahısları tayin etmiyor.
          Küllî  bir  surette,  bir  Hakikat-ı  Hadîsiyeyi  beyan  eder.  Fakat  o  küllî
          Hakikatı bu asırdaki dehşetli bir şahsa tam tatbik etmişler. Onun için bu
          senelerde yeni Te’lif  edilmiş zannıyla itiraz ettiler. Hem o Risalenin aslı,
          Dâr-ül  Hikmet'ten  daha  eskidir.  Yalnız  bir  zaman  sonra  tanzim  edildi,
          Risale-i Nur'a girdi. Şöyle ki:

              Bundan kırk sene evvel ve hürriyetten bir sene evvel İstanbul'a geldim.
          O zaman Japonya'nın baş kumandanı, İslâm Ülemasından
   351   352   353   354   355   356   357   358   359   360   361