Page 360 - Risale-i Nur - Şualar
P. 360

362                                                                                                                                    ŞUÂLAR


          müdafaa eden bir adam, onsekiz sene zarfında kimseye sezdirmeden dünya
          entrikalarını çeviriyor diye onu ittiham eden, elbette bir garazla eder. Biz
          Denizli  müddeiumumîsinden  ümid  ettiğimiz  gibi,  Afyon  müddeiumumî-
          sinden  de  ümid  ederiz  ki;  bizi  böylelerin  itirazından  ve  garazlarından
          kurtarsın ve Hakikat-ı Adaleti göstersinler.

              B e ş i n c i   E s a s : Risale-i Nur Şakirdlerinin, mümkin olduğu
          kadar,  siyasete  ve  idare  işine  ve  hükûmetin  icraatına  karışmamak  bir
          Düstur-u Esasîleridir. Çünki hâlisane Hizmet-i Kur'aniye, onlara her şeye
          bedel kâfi geliyor.

              Hem  şimdi  hükmeden  öyle  kuvvetli  cereyanlar  içinde  siyasete
          girenlerden hiçbir kimse, istiklaliyetini ve İhlasını muhafaza edemez.
          Herhalde bir cereyan onun hareketini kendi hesabına alacak, dünyevî
          maksadına âlet edecek. O  Hizmetin Kudsiyetini bozacak. Hem maddî
          mübarezede şu asrın bir düsturu olan eşedd-i zulüm ve eşedd-i istibdad ile,
          birinin  hatasıyla  onun  masum  çok  tarafdarlarını  ezmek  lâzım  gelecek.
          Yoksa,  mağlub  düşecek.  Hem  dünya  için,  Dinini  bırakan  veya  âlet
          edenlerin nazarlarında Kur'anın hiçbir şeye âlet olmayan kudsî Hakikatları
          bir propaganda-i siyasette âlet olmuş tevehhüm edilecek. Hem milletin her
          tabakası; muvafıkı ve muhalifi, memuru ve âmisinin o Hakikatlarda hisse-
          leri  var  ve  onlara  muhtaçtırlar.  Risale-i  Nur  Şakirdleri,  tam  bîtarafane
          kalmak için siyaseti ve maddî mübarezeyi tam bırakmak ve hiç karışma-
          mak lâzım gelmiş.

              A  l  t  ı  n  c  ı    E  s  a  s  :  Bu  mes'elede  benim  şahsımın  veya  bazı
          Kardeşlerimin  kusuruyla  Risale-i  Nur'a  hücum  edilmez.  O  doğrudan
          doğruya  Kur'ana  bağlanmış  ve  Kur'an  dahi  Arş-ı  A'zamla  bağlıdır.
          Kimin haddi var, elini oraya uzatsın ve o kuvvetli ipleri çözsün. Hem
          bu  memlekete  maddî  ve  manevî  Bereketi  ve  fevkalâde  Hizmeti,  otuzüç
          Âyat-ı  Kur'aniyenin  işaratıyla  ve  İmam-ı  Ali  Radıyallahü  Anh'ın  üç
          Keramet-i Gaybiyesi ile ve Gavs-ı A'zam'ın (K.S.) kat'î İhbarıyla tahakkuk
          etmiş olan Risale-i Nur; bizim âdi ve şahsî kusurlarımızla mes'ul olmaz ve
          olamaz ve olmamalı. Yoksa bu memlekete hem maddî, hem manevî telafi
          edilmeyecek derecede zarar olacak.

              Risale-i Nur'a karşı gizli düşmanlarımızdan bazı zındıkların şeytanet-
                                                  ِ
          iyle çevrilen plânlar ve hücumlar  للّٰا  ءااش  نا bozulacaklar, onun Şakirdleri
                                                 ْ َ
                                         ُ ه
                                             َ
          başkalara kıyas edilmez, dağıttırılmaz, vazgeçirilmez,
   355   356   357   358   359   360   361   362   363   364   365