Page 446 - Risale-i Nur - Şualar
P. 446

448                                                                                                                                    ŞUÂLAR


              Onbeş  sene  evvel  Eskişehir  Mahkemesine  ve Ankara'ya  Mahkeme-i
          Temyiz'e ve tashihe yazdığım -ve aleyhimdeki kararnamede yazdıkları- bu
          gelen  Fıkrayı:  Hem  Haşirde  Mahkeme-i  Kübraya  bir  şekva  hem
          istikbalde  münevver  ehl-i  maarif  heyetine  bir  ikaz,  hem  iki  defa
          beraetimizde  insaf  ve  adaletle  feryadımızı  dinleyen  Mahkeme-i
          Temyiz'e  Elhüccetüzzehra  ile  beraber  bir  nevi  lâyiha-i  temyiz,  hem
          beni  konuşturmayan  ve  seksen  hatasını  isbat  ettiğimiz  garazkârane
          ittihamname ile beni iki sene ağır ceza ve tecrid-i mutlak ve iki sene
          başka yere nefy ve göz nezareti hapsiyle mahkûm eden heyete aynen o
          Fıkrayı tekrar ediyorum:

              İşte ben de adliyenin mahkemesine derim ki: Binüçyüzelli senede ve
          her  asırda  üçyüzelli  milyon  Müslümanların  hayat-ı  içtimaiyesinde
          Kudsî ve Hakikî bir Düstur-u İlahîyi üçyüzelli bin Tefsirin tasdiklerine
          ve  ittifaklarına  istinaden  ve  binüçyüz  senede  geçmiş  Ecdadımızın
          İtikadlarına  iktidaen  tefsir  eden  bir  adamı  mahkûm  eden  haksız  bir
          kararı, elbette rûy-i zeminde Adalet varsa, o kararı red ve bu hükmü
          nakzedecektir diye bağırıyorum. Bu asrın sağır kulakları dahi işitsin!
          Acaba bu zamanın bazı ilcaatının iktizasıyla muvakkaten kabul edilen bir
          kısım ecnebi kanunlarını fikren ve ilmen kabul etmeyen ve siyaseti bırakan
          ve  hayat-ı  içtimaiyeden  çekilen  bir  adamı,  o  Âyatın  tefsirleriyle  suçlu
          yapmakla, İslâmiyeti inkâr ve dindar ve Kahraman bir milyar Ecdadımıza
          ihanet ve milyonlarla Tefsirleri itham çıkmaz mı?

              Ü ç ü n c ü s ü : Mahkûmiyetime gösterdikleri bir sebeb; emniyeti
          ihlâl ve asayişi bozmaktır. Pek uzak bir ihtimal ve yüzde  belki binde bir
          imkân ile hattâ uzak imkânatı vukuat yerinde koyup, bazı mahrem Risale
          ve hususî mektublardan Risale-i Nur'un yüzbin Kelime ve Cümlelerinden
          kırk-elli kelimesine yanlış mana vererek bir sened gösterip bizi ittiham ve
          cezalandırmak istiyorlar.

              Ben  de  bu  otuz-kırk  senelik  hayatımı bilenleri  ve Nur'un  binler  Has
          Şakirdlerini  işhad  ederek  derim:  İstanbul'u  işgal  eden  ingilizlerin  baş
          kumandanı,  İslâm  içinde  ihtilaf  atıp  hattâ  Şeyhülislâm  ve  bir  kısım
          Hocaları kandırıp birbiri aleyhine sevk ederek itilafçı, ittihadçı fırkalarını
          birbiriyle  uğraştırmasıyla  yunan'ın  galebesine  ve  harekât-ı  milliyenin
          mağlubiyetine  zemin  hazırladığı  bir  sırada,  ingiliz  ve  yunan  aleyhinde
          "Hutuvat-ı Sitte" Eserimi Eşref Edib'in gayretiyle
   441   442   443   444   445   446   447   448   449   450   451